Translation of "ال" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "ال" in a sentence and their turkish translations:

وهو يشبه ال TRAPPIST،

ve tıpkı TRAPPIST gibi

ال(دبليو دبليو إي)،

Arayan WWE'ydi,

أبي في ال 93 من عمره،

Babam 93 yaşında

دعونا نسمع ال TRAPPIST-1 إذًا.

O halde TRAPPIST-1'i dinleyelim.

ال ١٧ دفتر التي اشتريتها العام الماضي

Geçen yıl aldığım 17 Moleskine defter,

لذلك ال 200 عام الماضيين من تاريخ العالم

Son 200 yıllık dünya tarihi

ولا يتبع البرنامج التقليدي ذو ال 28-30 يومًا

Ve bu sizin tipik 28-30 gün programınız değil,

وهو أن نظام ال TRAPPIST-1 يشكل سلسلة صوتية.

Bu da TRAPPIST-1'in rezonant bir zincir olması.

وكذلك اعتقدت ال"وول ستريت جورنال" في اليوم التالي.

bir sonraki gün Wall Street Journal da öyle düşünmüştü.

كانت تذهب إلى البرنامج النظامي ذو ال 28-30 يوم،

Tipik 28-30 günlük programa katıldı

نعم، تبدو ال(سوريمي) كلحم سلطعون، لكنها في الحقيقة بلوق.

Evet, surimi yengeç etine benzer ama aslında mezgittir.

من بين ال 29 المؤهلين، رد 15 فقط على رسالتي.

29 kalifiye kişiden sadece 15'i mesajıma yanıt verdi,

الف وتسعمائةٍ وثمانيةٍ وستين حينها سعى الشيخ زايد ال نهيان

tek bir devlet ilan etmek amacıyla mütevazı kıyı kentlerini birleştirmeye

اما بالنسبة للإنفلونزا الموسمية فهو اكبر من ال 1 بقليل

Ama mevsimsel grip? 1'den sadece biraz fazla.

هذا هو الحفرة ال 13 في Augusta National Golf Club.

Burası Augusta Ulusal Golf Kulübü'ndeki 13. delik.

ال الاخرس وال الدباغ تحولت اسماء الى ركنٍ اساسيٍ في القصر

çıktı. sarayda bir dönüm noktası haline geldi

وقال لي: "يا (ويل)، في سن ال 31، لقد أصبحت مريضًا مزمنًا،

ve "Will, 31 yaşında kronik hasta oldun

يمكنك التخيل أن الأمر يستغرق سنوات للحصول على ال"معرفة" في دماغك.

'Bilgi'nin kafanıza girmesinin yıllar alacağını düşünebilirsiniz.

خارج أوروبا، يحتدم الحرب على العالم ال المحيطات وفي المستعمرات الأوروبية البعيدة.

Avrupa ötesinde, savaş tüm dünyaya yayılıyor okyanuslar ve geniş Avrupa kolonileri.

دخلت في معركةٍ مفتوحةٍ مع ال مخلوف وعلى رأسهم رامي ابن خال

ve o anda o Makhlouf ile açık savaşa girdiğini Beşar Esad'ın

لكنكم على الأرجح قد تذوقتموها إن كنتم تفضلون عصي الأسماك أو ال(سوريمي).

ancak bu balığı eğer balık çubukları veya surimi yedinizse tatmışsınızdır.

لم يكن يدفعها رامي كونه من داخل دائرة الحكم وصعد في ذات نجم ال

Rami, iktidar çemberinden olduğu ve Asma al-Akhras'ın akrabaları olan Al

أملي الأكبر هو أن أكون قادرة على القدوم إلى اسطنبول في سن ال 25 ودفع فاتورتي.

En büyük umudum 25 yaşında, İstanbul'a gelip faturamı ödeyebilmek.