Examples of using "Employees'" in a sentence and their turkish translations:
- İşçileri izleyin.
- Çalışanları izleyin.
Onlar yarı zamanlı çalışanlar.
Bizim otuz tane çalışanımız var.
Tom'un üç çalışanı var.
13 çalışanım var.
Çalışanlar fazla çalıştılar.
Bazı çalışanlar değişimden hoşlanırlar.
Çalışanlarınız kim?
Sami'nin daha fazla çalışana ihtiyacı var.
On üç tane çalışanım var.
Dört çalışanım var.
Binlerce işçiye iş verdik.
Şirket beş çalışanı işten çıkardı.
O, çalışanlarına iyi davranır.
Şirketimizde otuz çalışan var.
Çalışanlarına iyi davranıyorlar.
Dün onlar yedi işçiyi kovdu.
Tüm çalışanlar sendikalıdırlar.
Tom işçilerine cömert davranır.
İşçilere iki haftada bir ödeme yapılır.
Yaklaşık 300 işçimiz var.
Neredeyse 300 tane çalışanımız var.
Ben çalışanlarınızdan biriyim.
Çalışanlarına karşı cömerttir.
Çalışanlar üniforma giymelidir.
Çalışanlar üniforma giymek zorunda.
Çalışanları kendisine ulaşamaz.
Çalışanlarımız bahşiş kabul etmezler.
Şirketinde kaç çalışan var?
Çalışanlarımızın çoğu genç.
Çalışanlar kaba ve yararsızdır.
Kaç tane çalışanınız var?
Tom çalışanlarımızdan biridir.
Bu firmanın yüz çalışanı vardır.
Ben senin çalışanlarından biri değilim.
Biz 300'ün üzerinde çalışana sahibiz.
CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.
o dönemde özel şirketlerin çalışanların hastanelerin
Çalışanların Olimpiyatları izlemesi yasaktır.
Çalışanlarımız bizim en değerli varlıklarımızdır.
Tom düzenli işçilerimizden biri değil.
İşçiler greve gitmekle tehdit etti.
Çalışanları ile iyi geçiniyor.
Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.
İşe alım ekibi gelecek vadeden işçiler arıyordu.
Çalışanlar bir birlik oluşturmak istiyor.
Birçok şirket çalışanlarının internet etkinliğini izlemektedir.
Esnek çalışma saatleri, çalışanları üretkenleştirir.
Hiç Fransızca konuşan elemanınız var mı?
Bu şirket çalışanlarının e postalarını inceler.
İşinde, 30 çalışanı denetler.
Çalışanlar yöneticinin önerisini oyladılar.
Tom'un üç yüzden daha fazla çalışanı var.
Bizim büyük bir çalışan grubumuz var.
Biz henüz herhangi bir çalışanı işten çıkarmadık.
İyi çalışanlar bulmak zorlaşıyor.
Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor.
Tom şimdi 300 çalışanın olduğunu söyledi.
öncelikle çalışanlarınızla ilgilenmelisiniz.
Tüm çalışanlar erişim kodunu ezberlemek zorundaydı.
İşverenler çalışanlarının yüzde 110 vermesini bekliyor.
Bu şirket, çalışanlarını gizlice dinliyor.
Çalışanlarıyla iyi geçiniyor.
Japonca konuşabilen çalışanlarınız var mı?
Hiç Fransızca konuşan personeliniz var mı?
“Çalışanlarınıza ödeme yapmanız için biz size ödeyeceğiz.”
Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
Tom bizim çalışanlarımızdan biriydi.
Japon şirketleri genellikle çalışanlarına üniforma sağlar.
Dakik olan çalışanları bulmak nadirdir.
Bunlar iyi insanlardı, belki de çok iyi çalışanlardı
Bu kadar çok şirket büyük bütçeler ve birçok çalışan.
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
Çoğu çalışan yılda bir kez zam istiyor.
Tom çalışanlarının saygı ve bağlılığını kazandı.
İşletmelerin çalışanlarına adil bir ücret ödemeleri gerekir.
Tom çalışanlarına nasıl doğru davranacağını bilmiyordu.
Çok sayıda yönetici ve yeterli olmayan işçiler var.
Yetenek çalışanları teşvik etmede düşünülen tek faktördür.
Başkan çalışanları kendi inisiyatifiyle hareket etmeye teşvik etti.
Başladığımızda, sadece altı çalışanımız vardı.
Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.
Fransızcayı iyi konuşabilen birçok çalışanımız var.
Bu şirket kaç tane çalışanı tam zamanlı çalıştırıyor?
Esnek bir çalışma programı, çalışanların verimliliğini artırır.
boş bir ofis köşesine kurduğumuz çiftlik.
Gonzales Avrupa'da tüm çalışanlarına bir bisiklet sunuyor.
Bu şirketteki çalışanların üçte ikisi mühendistir.
Air France çalışanları geçen yaz grevdeydiler.
Bu yıl tüm çalışanlara asgari geçim indirimi ödemesi yapıldı.
çalışanlarınız için şaşırtıcı bir çok öğüdün listesine ulaşırsınız.
Eğilim her zaman daha az işçi kullanarak daha fazla ürün üretmektir.
Çalışanların mükemmel performans için nasıl tanınabileceğini söyleyebilir misiniz?
Birçok işçi bütçe kesintileri nedeniyle işten çıkarılmak zorundaydı.
CA: Çalışanlarına kendi tatil zamanlarını ayarlama izni verdin
Dükkan sahibi çalışanların başında çalıştı.