Examples of using "Interrupted…" in a sentence and their turkish translations:
Tom Mary'nin sözünü kesti.
O, beni susturdu.
Ben Tom'un sözünü kestim.
Tom'un sözü kesildi.
O sözümü kesti.
Tom sözümü kesti.
O bizim konuşmamızı kesti.
O aniden sözümüzü kesti.
Tom konuşmamızı kesti.
- Senin sözünü kesti.
- Sizin sözünüzü kesti.
Toplantı yarıda bırakıldı.
Tom, Mary'nin konuşmasını kesti.
Sözünü kestiğim için üzgünüm.
Tom sözünün kesilmesine katlanamaz.
Hiç kimse konuşmacının sözünü kesmedi.
- Sözümün kesilmesinden nefret ediyorum.
- Lafımın bölünmesine tahammülüm yok.
Aşırı yüksek sesli müzik onların sohbetini böldü.
Hiç yöneticinin sesini kestin mi?
Öğle yemeği için toplantıya ara verdiler.
Tom sözünün kesilmesini istemedi.
Sözümün kesilmesini istemiyorum.
Temizlikçi kadın muhabbeti yarıda kesti.
Sözümün kesilmesinden hoşlanmam.
Tom'un konuşması yuhalamalar tarafından kesildi.
O konuşurken onun sözünü kesti.
O, sık sık soruları ile konuşmacını sözünü kesti.
Mary bitiremeden Tom onun sözünü kesti.
Mutluluk sık sık kaygı ile kesildi.
Konuşmamızı hapşırıkları böldü.
O konuşuyorken onun lafını kesti.
Telefona cevap vermek için işine ara verdi.
Tom daha fazla söyleyebilirdi ama Mary onun sözünü kesti.
Tenis maçı yüksek sesler tarafından kesildi.
ve eğer o kişi küçük görülüyorsa, sözü kesiliyorsa
Tom bir şey söylemeye başladı ama Mary onun sözünü kesti.
Tom bir şeyler söylemek istedi, ama Meryem sözünü kesti.
Her birimizin hayatı sekteye uğrayacak,
Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
Bu, şimdiye kadar müdürün sözünü ilk kez kesişim.
Sokak kavgası, silah ateşi yağmuru ile kesildi.
O, babamla konuşurken, o onun sözünü kesti.
Sen terbiyesizce sözümü kestiğinde ben bir şey söylemeye çalışıyordum.
Tom bir şey söylemek için ağzını açtı ama Mary sözünü kesti.
Sözünü kesmediğimi umuyorum.
Sözün kesilmeden önce ne söyleyeceğini hatırlıyor musun?
Tom bana bir şey söylemeye çalıştı fakat Mary bir şey söyleyemeden onun sözünü kesti.
Sen sözümü kesmeden önce yaptığım şeyi yapmaya geri dönmek istiyorum.