Examples of using "Miles'" in a sentence and their turkish translations:
Onlar millerce yürüdü.
Onlar millerce uzakta.
O, yaklaşık iki mildir.
O beş mil koştu.
Üç mil koştum.
Millerce araba sürdük.
Biz miller boyunca yürüdük.
Biz millerce koştuk.
Yaklaşık beş mil.
Tom'un aklı başka yerde.
Tom üç mil koştu.
Üç mil yürüdük.
Ben tam on mil yürüdüm.
Onlar seksen millik bir yolculuğu bitirdiler.
Günde yirmi mil yürürüm.
her biri 643 km uzunluğunda olan
Çoğu kilometrelerce yol tepmiştir.
Onlar üç mil öteye yürüdü.
O her gün yirmi kilometre yürüdü.
Ben sadece üç mil koştum.
Askerler yirmi mil ilerledi.
O yaklaşık üç mil kare.
Tom bugün üç mil koştu.
Biz yedi mil koştuk.
Ben, tam olarak on mil yürüdüm.
Biz yaklaşık beş mil yürüdük.
Onlar seksen millik yolculuğu tamamladılar.
saatte 28.000 km hızla ilerliyordu.
İstasyon iki mil uzaklıkta.
Ben o gün elli mil sürdüm.
Göl dört mil genişliğindedir.
Ev iki mil uzakta.
Bir günde yirmi mil yürüdü.
Günde yirmi mil kapladı.
Yol millerce devam eder.
Onun çiftliği yirmi mil karedir.
Bir milyon mil uzakta gibi görünüyorsun.
O kasaba iki mil uzaklıkta.
Günde beş mil koşarım.
Tom günde üç mil koşar.
Kent iki mil uzaklıktadır.
Biz o gün on mil yürüdük.
Biz batıya doğru 100 mil seyahat ettik.
- Dan sadece 4 mil uzakta yaşadı.
- Dan sadece 4 mil uzakta ikamet etti.
- Dan sadece 4 mil uzakta oturdu.
Göl üç mil genişliğinde.
Bize birkaç mil kablo gerek.
Sidney buradan millerce uzakta.
Vadi yirmi mil genişliğinde.
Tom sadece üç mil uzakta yaşıyor.
- Leyla birkaç mil uzakta yaşıyordu.
- Leyla birkaç mil ötede yaşıyordu.
Tom Mary'den üç mil uzakta yaşıyor.
Tom birkaç kilometre uzakta yaşıyor.
Sami sadece altı mil uzakta yaşıyordu.
Sami yüzlerce mil uzakta yaşıyordu.
- Tom günde üç mil yürüyor.
- Tom günde üç mil yürür.
1.000 kilometrelik sahil şeridi sayesinde, daha muhteşem Karayip plajlarının 250 milden daha fazlası,
olan bu sınır 1254 mil uzunluğunda.
Tren saatte 20 mil yol alır.
- Şehir Londra'nın elli mil kuzeyindedir.
- Şehir Londra'nın elli mil yukarısındadır.
Köye sadece iki mil var.
Nehrin iki mil yukarısında bir köprü var.
O, saatte 90 mil yapabilir.
On mil kısa bir mesafe değildir.
Şehre sadece iki mil.
En az iki mil yürüyebilirim.
- Kasabaya sadece iki mil mesafede.
- Şehre yalnızca 2 mil uzaklıkta.
Buradan Boston'a 300 mil.
Buğday tarlaları, millerce uzanır.
Tom'un anne babası ondan üç mil uzakta yaşıyor.
Boston'a kaç mil var?
Kentten 10 mil uzakta yaşıyorum.
Hâlâ gidecek on milimiz var.
Bu nehir 500 mil uzunluğundadır.
Bu nehir yüzlerce mil uzanır.
Buradan Londra'ya sekiz mil.
Tom günde yaklaşık on beş mil yürüyor.
Miles Davis bir Amerikalı caz müzisyeniydi.
Seni millerce uzaktan duyabiliyordum.
Tom, Boston'un otuz mil güneyinde yaşıyordu.
Tom buradan üç mil doğuda yaşıyor.
Yolda kilometrelerce araç kuyruğu oluştu.
Artık Boston'dan üç yüz mil uzaktayız.
İki rakip arasında yeni bir anlaşmanın sonucu olarak, stratejilerimizi yeniden ayarlamamız gerekiyor.
İstasyon, buradan 3 mil uzakta.
Bu doğru cevaptan millerce uzak.
Tom sadece birkaç kilometre uzakta yaşıyor.
Ortalama okyanus derinliği 2,3 mildir.
Sami saatte 60 mil hız yapıyordu.
Tom sınırdan otuz mil uzakta yaşıyor.
Tom buradan üç mil uzakta yaşıyor.
Tren saatte 500 mil yol alıyordu.
ve kendimi kampüsten 8 mil uzakta buldum,