Examples of using "She was" in a sentence and their turkish translations:
O bir çocuktu, ama cesurdu.
O gençken güzeldi.
O sevinçten kendinden geçmişti.
Gençken, çok popülerdi.
Gençken, o çok güzeldi.
O, gençken çok güzeldi.
O bir çocuktu, ama cesurdu.
sonunda buldum.
O depresyondaydı.
O cesurdu.
O, ağlıyordu.
O saftı.
- Hızlı hızlı soluyordu.
- Nefes nefese kalmıştı.
- Soluk soluğa kalmıştı.
- Nefes nefeseydi.
O mükemmeldi.
O aforoz edildi.
O taşlandı.
O hatalıydı.
O etkilendi.
O, davet edildi.
O yüzüyordu.
Meşguldü.
O, terfi ettirildi.
O morarmıştı.
Uyuyordu.
O hıçkırarak ağlıyordu.
O kayak yapıyordu.
O öfkeliydi.
O kendinden geçmişti.
O öfkeliydi.
O ele geçirildi.
O uyuyordu.
O yalnızdı.
O rahatladı.
O uykuluydu.
O harap olmuştu.
O kıskançtı.
Yalan söylüyordu.
O büyülenmişti.
O okuyordu.
O mükemmeldi.
O oturuyordu.
O gençti.
O suskundu.
O güvenilirdi.
O sıkıcıydı.
Terk edildi.
O vatan hasreti çekiyordu.
O kaçırıldı.
O beğenildi.
İşten kovulmuştu.
Şanslıydı.
O, endişelenmişti.
O, yaralanmıştı.
Tehdit ediyordu.
O, başkanlığa atandı.
O, çok sevindi.
Yalan söylediğini söylediğimde o öfkeliydi.
O, Harvard tarafından kabul edildi.
Ev işleri ile meşguldü.
O acıdan dolayı ağlıyordu.
O yünlü giyinmişti.
O, Harvard'a kabul edildi.
Anadan doğma çıplaktı.
O yalnız olmasına rağmen, o yalnız olduğunu düşünmüyordu.
İnsanlar onun gençken bir oyuncu olduğunu söylüyorlar.
- Bir an neşeliydi, ardından kederlendi.
- Kâh mutlu, kâh mutsuzdu.
O, ev işiyle meşguldü.
Hasta olduğundan dolayı o okula gelmedi.
Mary iyi olduğunu söyledi.
Ve haklıydı.
O sadece korktu.
ve o bir pislikmiş gibi.
O, yeterince nazikti.
Ona Mary adı konuldu.
O, orada yalnızdı.
O çay yapıyordu.
O tek başına ağlıyordu.
O suçlu bulundu.
O çok meşguldü.
O çok heyecanlı idi.
O iyi giyimliydi.
O zor nefes alıyordu.
O âmâ olarak doğdu.
Ona gülündü.
O tamamen giyinikti.
O çok şaşırmıştı.
O çok memnundu.
O gerçekten etkilenmişti.
O, canlı gömüldü.
O gerçekten üşüyordu.
O hayal kırıklığına uğramamıştı.
O, acı verecek şekilde zayıftı.
O davet edilmedi.