Examples of using "à faire" in a sentence and their turkish translations:
Yapacak bir şeyim var.
Yapacak işlerim var.
O yapması zor bir şey.
Hâlâ yapılacak çok iş var.
Bir anlaşma yapmak için istekli misiniz?
Onu yapmak için hazır mısın?
Onu yapmana yardım edeceğim.
Yapılacak az şey var.
Tom meşgul.
Başka bir yerde işim var.
Bunu yapmak zor.
Onu yapmayı öğreniyorum.
O meşgul.
Daha yapılacak çok iş var.
Yapacak bazı ev işlerim var.
Biz onu yapmana yardım edeceğiz.
- Hâlâ yapılacak çok iş var.
- Hâlâ yapılacak çok şey var.
- Hâlâ yapılacak çok iş var.
- Daha yapılacak çok iş var.
- Hâlâ yapılacak çok şey var.
- Hâlâ yapacak çok iş var.
- Yapacak hâlâ birçok şey var.
Bugün yapacak çok işim var.
Neden umursamalıyım?
Yapacak çok şeyim var.
Yapılacak çok şey var.
Umurunda değil mi?
Bugün yapacak bir sürü işim var.
Yapacak işin var.
Bunu yapmama yardım etmelisin.
Yapman gereken bir seçim var.
Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.
Yapacak bir işimiz var.
Tom bunu yapmak zorunda değildi.
Onu yapmaya başlama.
Kesinlikle benim bir ilgim yok.
Bunu yapmama yardım eder misin?
Bunu yapmak zor olmalı.
- Partiye hazır mısın?
- Partiye hazır mısınız?
Almam gereken bir karar vardı.
Yapacak çok şeyimiz var.
Yapacak bir şeyim yok.
Yapacak işlerim var.
Yapmam gereken bir şey var.
Hava serinlemeye başlıyor.
Yapacak bir itirafım var.
- Bir teslimatım var.
- Yapmam gereken bir teslimat var.
Yapacak bir işim var.
Benim yapacak bir talebim var.
Yapmam gereken bir ayak işim var.
Sunacak bir teklifim var.
Onun yapacak bir şeyi yok.
Yapması zor mu?
Ev ödevim yapılmak için duruyor.
Benim yapacak başka bir şeyim var.
Yapacak bir projem var.
Yapacak çok şeyimiz var.
- Yapacak ödevlerim var.
- Yapacak ev ödevim var.
Kimin hiçbir ilgisi yok?
Yapacak işlerim var.
Onun yapacak çok şeyi var.
Yapacak bir şeyim yoktu.
Hâlâ yapılacak çok şey var.
Bunu yapmak eğlenceli olacak gibi görünüyor.
Yapacak çok şeyim var.
Yapacak birkaç ayak işim var.
Daha fazla yapmak zorundayız.
Bunu yapmak neredeyse imkansızdı.
Ev ödevimi yapmam için bana yardım etti.
Yapılacak ne var?
Bunun nasıl yapılacağını size öğretebilirim.
Hazırlanmana yardım edeceğim.
Yapacak çok işin var mı?
Hâlâ yapacak çok iş kaldı.
Onu yapmana yardım etmemize izin ver.
Hâlâ yapacak şeylerim var.
- Yapmam gerekeni yaptım.
- Yapmak zorunda olduğum şeyi yaptım.
Yapman gerekeni yap.
Onu yapması için onları zorlayabilir misin?
Yapacak çok işin var.
Bulaşık yıkamada bana yardımcı olabilir misin?
Şu anda yapacak bir işim yok.
Bana ne yapmam gerektiğini söyle.
Onu yapmayı nasıl öğrendin?
Hiç kimse bunu yapman için zorlamıyor.
Yapacak işin yok mu?
Nasıl uzlaşacağını öğrenmek zorundasın.
- Onu yapmak için bize baskı yapma.
- Onu yapmak için bizi zorlama.
- Onu yapmaya bizi zorlama.
Bunu yapmaya alışmaya başlıyorum.
Bu umurumda bile değildi.
yapmamız gereken iki şey var.
ek işler yapmaya başlıyor
Yapılacak doğru şey bu.