Examples of using "Jusqu'à ce" in a sentence and their turkish translations:
o güne kadar.
O, geri dönünceye kadar burada bekle.
Bu geceye kadar kalabilirsin.
Ta ki anlayana kadar.
geiiştirmeyi öğreniyorlar.
tekrar sorabilir.
Ben o gelene kadar bekleyeceğim.
Bunu bu sabaha kadar bilmiyordum.
O, o gelene kadar bekledi.
Ben dönünceye kadar burada bekle.
- Ben dönünceye kadar burada bekle.
- Ben geri dönünceye kadar burada bekle.
ve enerjisi tükeninceye kadar
O gelinceye kadar burada bekleyeceğim.
O geri gelinceye kadar burada bekleyelim.
O gelene kadar burada bekliyorum.
İtiraf edene kadar onu kırbaçlayın.
O dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
O şarkı söyleyinceye kadar burada oturacağım.
O, o zengin oluncaya kadar onu görmezden geldi.
Ben dönünceye kadar kımıldama.
ve oğlu ile bir araya getirene kadar
gün ve gece boyunca hayatta kalmak.
ta ki işe yaramayana kadar,
Anlayana kadar ona açıklayacağım.
Ben dönünceye kadar burada bekle.
O gelene kadar ben burada kalacağım.
Kurtuluncaya kadar onunla sıkıştım.
- Işık yeşile dönene kadar bekleyin.
- Işık yeşil olana kadar bekleyin.
O, ona sağlığına geri dönmesi için bakıcılık yaptı.
Sana söyleyene kadar durma.
öldürülene kadar iki eliyle saldırdı.
şehir merkezinde durdurulup kimlik sorulmasına alışmıştık.
O ayrılıncaya kadar orada kaldım.
Sen mektubu yazıncaya kadar bekleyeceğim.
O, evlenene kadar beklemek istiyor.
O gelinceye kadar her şey yolundaydı.
- Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
- Sen dönünceye kadar burada kalacağım.
Ben kımıldamanı söyleyinceye kadar kımıldama.
Kendimiz bizzat etkilenmeden umursamıyoruz.
Ev ödevini bitirinceye kadar bekleyeceğim.
Ses gittikçe zayıfladı, artık duyulmayıncaya kadar.
Tavuk civcivlerini çıkarana kadar yumurtalarının üstünde oturur.
Çaydanlık ötmeye başlayıncaya kadar bekle.
Onu tanıyıncaya kadar çok zengindim.
Şırıngayı görene kadar sakindim.
Daha fazla yüzemeyecek hale gelene kadar yüzdü.
Yumuşayıncaya kadar patatesleri kaynat.
Bacaklarım yorulana kadar yürüdüm.
Ben hazırlanana kadar az bekle.
Sen geri gelene kadar Tom'la kalacağım.
Tom buraya gelene kadar seninle kalacağım.
Sen söyleyinceye kadar fark etmemiştim.
Lütfen durmanı söyleyene kadar devam et.
Birçok dövüş kazanmıştı, ta ki sonuncusuna kadar,
yahu çılgınca yerdik onu karnımız ağrıyıncaya kadar
Napolyon belirleyici darbeyi vurmak için gelene kadar.
Durdum ve arabanın geçmesini bekledim.
Her şey yapılana kadar teorik olarak imkansızdır.
Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.
Kar bitene kadar burada kalabilirsin.
Baban dönünceye kadar odanda kal!
Sen buraya gelinceye kadar günleri sayıyorum.
Güneş batıncaya kadar burada oturalım.
O gelinceye kadar burada bekleyeceğim.
Bugün yeri, parlayana kadar sileceğiz.
O güne kadar, ben hiç köpek eti yemedim.
O tamam deyinceye kadar gitmiyorsun.
Işık yeşile dönünceye kadar bekle.
ve birkaç ay sonra başka makaleler yayınlandı,
fakat o güne kadar bu ödül daim bu ödül jönlere veriliyordu
tesadüfen 25 yıl öncesinde öğreninceye kadar
Bill geçen hafta evleninceye kadar bekardı.
Param bitinceye kadar burada kalmayı planlıyorum.
Ben dönünceye kadar burada kalmanı istiyorum.
İnekler eve gelene kadar ağlayacak mısın?
Ne kadar çok denersem deneyeyim o kayaya kadar yüzemiyorum.
- Baban gelinceye kadar seninle birlikte kalacağıma sana söz veriyorum.
- Baban gelinceye kadar seninle kalacağıma söz veriyorum.
şimdi bir de başkanlık serüvenine bakalım. Başkan oluncaya kadar neler yapmış.
yerel bir holding şirketi kurulana kadar projeyi erken aşamalarında finanse edeceğini söyledi
Ses sonunda kayboluncaya kadar gittikçe zayıfladı.
Deneyinceye kadar ne yapabileceğini bilemezsin.
Onlar yağmur duruncaya kadar veranda da bekledi.
Ben evlenene kadar annemin yaşayacağını umuyordum.
Havalar daha sıcak oluncaya kadar seyahatimi erteleyeceğim.
Bir kurtarma ekibi gelinceye kadar şarkı söylediler.
Kazanmaya başlayıncaya kadar bu oyunu sevmedim.
Odana git ve ben seni çağırıncaya kadar orada bekle.
Şartları öğrenene kadar bir şey söyleyemezsin.
İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.
- Yerinde olsaydım yağmur durana kadar burada kalırdım.
- Ben senin yerinde olsam yağmur dinene kadar burada dururum.
o sopanın sahibi onu getirinceye kadar bir kuyu kazarsın
Kuyu kuruyuncaya kadar asla suyun değerini bilmeyiz.
Hava düzelene kadar burada kalabilirsiniz.
Evlenene kadar beklemek istiyor.