Examples of using "お前は" in a sentence and their turkish translations:
Sen bir salak mısın?
- Bizimle misin?
- Bizimle misiniz?
Senin hâlâ yeterli deneyimin yok.
Sen aklını kaçırmışsın.
Her zaman abartıyorsun.
Çok aşırı uğraşıyorsun.
- Kuşatıldınız.
- Kuşatıldın.
Artık genç değilsin.
Yatmaya gitmenizin zamanıdır.
İnsanlara çok güveniyorsun.
Sen bizi terk ettin, dostum.
Sen benim gerçek arkadaşımsın!
Bana yalan söylüyorsun.
Her şeyi aldın.
Her zaman her şeyi mahvediyorsun.
Hâlâ toysun.
Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!
Hep laf, hiç icraat yok.
Eğer yarım beynin olsa tehlikeli olursun!
Her zaman başka birini suçlamaya çalışıyorsun.
Sanırım uzun saçla daha iyi görünüyordun.
Boşanmak istediğini düşündüm.
Onu iyi yaptın.
Doğrudan doğruya bana kovulduğumu söyledi.
Niçin nedeni dinlemiyorsun?
- Her şeyi abartmak gibi bir alışkanlığın var.
- Her şeyi abartma alışkanlığın var.
Bu senin suçun değil, bu yüzden endişelenme.
Şikayet etme. Gitmek zorundasın.
Onu yapmaman gerektiğini bilmelisin.
Kendine bakmak için yeterince yaşlısın.
İşleri çok uyduruk bir biçimde yapıyorsun. Lütfen işleri daha dikkatli yap.
Sen artık bir çocuk değilsin.
Her zaman benim endişelerimin nedeni sensin.
Her zaman şarkı söylüyorsun.
Bundan daha iyisini bilmelisin.
Beni bir ölü gibi hissettirmekten hoşlanıyor musun?
İyi olmak istiyorsan bu ilacı alsan iyi olur.
Bir öğretmen olmak için karar verdin mi?
Sen böylesine çılgın bir sürücüsün; beni deli ediyorsun.
Yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.
Daha iyi bilmelisin.
Meteliksiz olduğunu düşündüm.
Adam bana kim olduğumu sordu. Ki bu soruya cevap vermenin gerekli olduğunu düşünmedim.
Bu filmi seyretmeyi kaçırdım. Sen onu seyrettin mi?
Daha iyisini bilecek kadar yeterince yaşlısın.
Sen iki yaşındayken ona kadar sayabiliyordun.
Tek başına yüzmeye gitmek için yeterince yaşlı değilsin.
O adam bana kim olduğumu sordu fakat o soruya cevap vermenin gerekli olduğunu düşünmüyordum.