Translation of "ずっと" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "ずっと" in a sentence and their turkish translations:

- あなたはずっと忙しい。
- ずっと忙しいんだね。

Sen meşguldün.

- 朝、ずっと家にいた?
- 午前中は、ずっと家にいたの?

Bütün sabah evde miydin?

人生ずっと勉強。

Yaşa ve öğren.

- 私は今週ずっと忙しい。
- 今週はずっと忙しいんだ。

Bu hafta meşgulüm.

彼はずっと忙しい。

O meşguldür.

私はずっと忙しい。

Ben meşgulüm.

ずっと考えてたの。

Onun hakkında düşünüyorum.

ずっとずっと昔にきみがこの道で僕をひとり残した。

Uzun, uzun zaman önce sen beni bu yolda burada yalnız dururken bıraktın.

彼らはずっと忙しい。

Onlar meşguller.

昨日からずっと寒い。

Dünden beri hava soğuk.

- 以来ずっと友人です。
- それ以来ずっと私たちは友達である。

- O zamandan beri arkadaşız.
- Biz o zamandan beri arkadaşız.

- これはずっと昔建てられた。
- これからずっと昔、建てられた。

Bu uzun zaman önce inşa edildi.

ずっと下だぞ あそこだ

Aşağıya kadar uzun bir mesafe var. İşte orada.

金は水よりずっと重い。

Altın sudan çok daha ağırdır.

彼はクラスでずっと一番だ。

O her zaman sınıfın başkanı olmuştur.

私は最近ずっと忙しい。

Son zamanlarda meşgulüm.

ずっと友達でいようね。

Her zaman arkadaş olalım.

嵐の間ずっと寝ていた。

Ben fırtına sırasında uyudum.

私の父はずっと忙しい。

Babam meşguldü.

私は今週ずっと忙しい。

- Bu hafta meşgulüm.
- Bu hafta meşguldüm.

彼はトムよりずっと若い。

O, Tom'dan çok daha gençtir.

- この一週間ずっとよい天気です。
- ここ一週間ずっと天気いいよ。

Hava bir haftadır iyidir.

- 午前中ずっと探しているんです。
- 午前中からずっと探しています。

- Bütün sabah onu aradım.
- Sabahtan beri onu arıyorum.
- Bütün sabah onu aramaktayım.

物心ついた頃からずっと

Kendimi bildim bileli

地球はずっと居続けます

ama dünya hep var olacak, dedi.

トムは一晩中ずっと働いた。

Tom bütün gece çalıştı.

一週間ずっと天気がよい。

Hava bütün hafta boyunca güzeldi.

ブライアンはケイトをずっと待たせた。

Brian Kate'i bekletti.

ずっと遠くに船が見える。

Uzakta bir gemi görebiliyorum.

彼は、家までずっと歩いた。

Eve giderken bütün yolu yürüdü.

今週はずっと大変忙しい。

- Bu hafta çok meşgulüm.
- Bu hafta çok meşguldüm.

私は駅までずっと走った。

Ben istasyona kadar bütün yolu koştum.

彼女はずっと泣いていた。

O, sürekli olarak ağlamayı sürdürdü.

私は君よりもずっと若い。

Senden çok daha gencim.

今週はずっと天気がよい。

Bu hafta güzel havamız vardı.

昼からずっと忙しいんだ。

Bütün öğleden sonra meşgul olacağım.

今日はずっと忙しかった。

Bugün meşgulüm.

なんでずっと黙ってるの?

Niye hep susuyorsun?

我々はずっと努力してきた。

Biz uzun bir yol geldik.

彼は君よりずっと背が高い。

O senden çok daha uzun.

彼は夏中ずっと長野にいた。

O yaz boyunca Nagano'da kaldı.

私は今週ずっと忙しかった。

Bütün bu hafta meşguldüm.

今までずっとどこにいたの。

Bütün bu zaman neredeydin?

私はずっと前にカナダを訪れた。

Uzun süre önce Kanada'yı ziyaret ettim.

彼はケンよりずっと年上です。

O, Ken'den çok daha yaşlı.

彼は僕よりずっと背が高い。

O benden çok daha uzun.

彼は日曜からずっと病気だ。

O, Pazar gününden beri hastadır.

トムはずっと勉強をしている。

Tom çalışıyor.

私はトムよりずっと若いです。

Ben Tom'dan çok daha gencim.

ずっと下の方に湖が見えた。

Biz çok aşağıda bir göl gördük.

こちらのほうがずっといい。

Bu şimdiye kadar daha iyidir.

彼女はずっと寝ていました。

O, her zaman yatakta yatar.

一週間ずっと一人だったの?

Bütün hafta yalnız mıydınız?

でも現実は ずっと流動的です

Ancak gerçek çok daha akıcı

テレビがその間ずっとついていた。

- Televizyon her zaman açıktı.
- Televizyon hep açıktı.

彼女は私よりずっと背が高い。

O benden çok daha uzun.

彼女は30分ずっとしゃべった。

O, ara vermeden 30 dakika boyunca konuştu.

彼は冬の間ずっと病気だった。

O, kış boyunca hastaydı.

彼は午前中ずっと待たされた。

O, bütün sabah beni bekletti.

彼はその間ずっと黙っていた。

- O, her zaman sessizdi.
- O her zaman sessizdi.

彼はずっと東京に住んでいる。

Her zaman Tokyo'da yaşamaktadır.

地球は月よりもずっと大きい。

Dünya Ay'dan çok daha büyüktür.

太陽は月よりもずっと大きい。

Güneş aydan çok daha büyüktür.

彼女はずっと静かにしていた。

O, sessiz kaldı.

私は、ずっと科学を習っている。

Ben bir bilim öğrenmekteyim.

彼女は先週からずっと忙しい。

O, geçen haftadan beri meşgul.

私はずっと前に京都に行った。

Uzun süre önce Kyoto'yu ziyaret ettim.

私はずっと以前にパリに訪れた。

Uzun süre önce Paris'i ziyaret ettim.

彼女は昨日からずっと忙しい。

Dünden beri meşguldür.

こっちのほうがずっと簡単だ。

Bu çok daha kolay.

先生は一日中ずっと教えます。

Öğretmenler tüm gün boyunca öğretirler.

私はその間ずっとここにいた。

- Her zaman buradaydım.
- Hep buradaydım.

トムがずっと塞ぎ込んでるんだ。

Tom bunalımlıydı.

私はあなたよりずっとゴルフ狂だ。

Benden çok daha fazla golf tutkunudur.

今週はずっと働きづめだった。

Bu hafta boyunca sürekli meşguldüm.

午前中ずっと、仕事をし続けた。

Bütün sabah çalışmaya devam ettim.

ジェット機はプロペラ機よりもずっと速い。

Jet uçakları pervaneli uçaklardan çok daha hızlı uçar.

南極は北極よりもずっと寒い。

Güney Kutbu, Kuzey Kutbu'ndan çok daha soğuktur.

午前中ずっと雪かきしたんだ。

Bütün sabah kar küredim.

ずっと暑くて湿気が多いんだ。

Hava sıcak ve nemli.

ずっと遠くに明かりが見えた。

Biz uzakta bir ışık gördük.

ジョンはトムよりずっと魅力的です。

- Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon Tom'dan çok daha çekici.

天気はずっと悪いままだった。

Hava kötü kaldı.

トムはメアリーよりもずっと背が高い。

- Tom Mary'den çok daha uzundur.
- Tom Mary'den çok daha uzun boylu.
- Tom Mary'den çok daha uzun.

彼はその間ずっと働き続けた。

O,her zaman çalışmaya devam etti.

その間ずっと私はそこにいた。

Ben her zaman oradaydım.

More Words: