Examples of using "それについて" in a sentence and their turkish translations:
Bundan endişe duymalı mıyız?
Bunun hakkında dinleyelim.
Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Onu nasıl gördün?
Mary o konuyu arkadaşlarıyla konuştu.
O, onun hakkında bir soru sordu.
O, bu konuda açıktır.
Fikirle ilgili hislerin nedir?
- Bunu bana sorma şimdi.
- Bunu bana sormayın şimdi.
Onun hakkında tartışmanın faydası yok.
Onun hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyor.
Onun hakkında her şeyi duydum.
O, o konuda bir şaka yaptı.
Şimdi onunla ilgili yorum yapmayı tercih etmiyorum.
Tom onun hakkında konuşmaktan hoşlanmaz.
Ben onun hakkında bir şey söyleyeceğim.
Okuldan sonra onun hakkında konuşalım.
Onun hakkında şüphe yok gibi görünüyor.
Aslında onun hakkında bir şey bilmiyorum.
Bu konuda hiç düşünmemiştim.
Ben onun hakkında emin değilim.
O, onun hakkında biliyor gibi görünüyor.
Aslına bakarsan, ben bu konuda hiçbir şey bilmiyorum.
Onun hakkında hiç fikrin var mı?
Bu konuda çok şey anlamıyorum.
Onun hakkında çok az şey biliyorum ya da hiçbir şey.
Onun hakkında konuşmak istiyor musun yoksa istemiyor musun?
Şimdi onun hakkında konuşmak için zaman yok.
Onunla ilgili herhangi bir rahatsızlığın var mı?
Onun hakkında hararetli bir tartışma yaptık.
Bunun hakkında bildiğin her şeyi bana söyle.
Hiç kimse bu konu hakkında konuşmak istemedi.
Benden başka hiç kimse onu duymadı.
O, onun hakkında bir kelime söylemedi.
Onun hakkında fikrin nedir?
Henüz hakkında çok şey bilmiyoruz.
Kısaca bu konuda diyebileceğim bir şeyim yok.
Düşünmen için sana bir gün mühlet vereceğim.
O, onun hakkında tek kelime söylemedi.
Onun bundan haberdar olması imkansız.
Onun hakkında biraz daha uzun düşünmek istiyorum.
Sana söyleyemem.
O geldiğinde ona onun hakkında sor.
Bize onun hakkında daha fazla anlatabilir misin?
Aslında onun hakkında hiçbir şey bilmiyor.
Onu hakkında bir şeyler biliyor olamaz.
Ondan daha fazla bahsetmeyi reddetti.
Bundan emin olacağım.
Kahve içerken sohbet edelim mi?
Onu Tom ile tartışmadım.
Onun için sözüme güvenebilirsin.
Onun o konuda söyleyecek bir şeyi yoktu.
Tom'un onun hakkında bilmediğine eminim.
Tom, Mary'nin göründüğü kadar tutkulu görünmüyor.
en kötü ihtimalle podkastlarımız hakkında konuşurduk.
- Sanırım bu konuda hiçbir şey demesem daha iyi.
- Bence bu konuda bir şey söylemesem daha iyi.
Neden onu öğretmeninle görüşmüyorsun.
Onu daha ayrıntılı açıklar mısın?
Hiç kimse bunu asla duymadı.
Çocuk onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor.
Lütfen onun üzerinde düşünün ve bana kararınızı bildirin.
On yıl içinde onun hakkında çok şey öğrenmiş olacağımı umuyorum.
O ondan bahsetti.
Onun hakkında her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
Onun aleyhinde söyleyecek bir şeyim yok.
- Onun hakkında ona sorup sormayacağımı çok düşünüp taşındım.
- O konuda ona sorup sormamayı çok düşündüm.
O döndüğünde, o ona ondan bahsedecek.
Onun hakkında bir şey yapacağını düşündüm.
Karı sana onun hakkında her şeyi anlatmalı.
Ondan emin olacağım.
O, onun hakkında bir şey söyledi mi?
Ben bugün o konuda konuşmak istemiyorum.
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Bu konuda bir öneride bulunabilir miyim?
- O konuda bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.
- O konuda hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı.
Bunun için suçlanacak olan sensin.
Onun hakkında yanıldığına bahse girerim.
Gerçek onun hakkında bir şey bilmememdir.