Translation of "私たちが" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "私たちが" in a sentence and their turkish translations:

私たちがつながる時

yollarımız kesiştiği zaman,

私たちが寝る時間だ。

Yatmaya gitmemizin zamanıdır.

そこで私たちが今後も

Yani, her zaman yaptıklarımızı

私たちが語るべき物語とは

Anlatmamız gereken hikâye

現在私たちが見ているものは

Şimdi gördüğümüz her şey

私たちが探していたバイトの方ね。

Bizim aradığımız geçici işçi olmalısın.

私たちが直面している問題である

İklim değişikliğinden kaynaklanan

私たちがうまくやれていないこと、

Bence aslında iyi yapmadığımız bir şey var,

ここは、私たちが先週訪れた城です。

Bu geçen hafta ziyaret ettiğimiz kale.

私たちが得た 最も重要で 有益なデータに

en bilgilendirici verinin bu değişkenliği

その年に私たちが目にし始めたのは

İşte o zaman gerçek, önemli

手始めに 私たちが大嫌いな仕事から

ve yapmaktan kesinlikle nefret ettiğimiz işlerle başlayalım.

私たちが驚いたことに、彼は優勝した。

Bizim için sürpriz oldu, o büyük ödülü kazandı.

私たちがここにとどまる理由はない。

Burada kalmak için nedenimiz yok.

それは私たちが話していることです。

Hakkında konuştuğumuz şey budur.

これが私たちが昨年泊まったホテルです。

Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir.

- ここは私たちが最後に別れを告げた公園です。
- ここが、私たちが最後の別れを告げた公園です。

Bu bizim son vedalaştığımız park.

私たちが幸せか不幸せかを決めるのは

Mutluluğumuz ve mutsuzluğumuza karar veren şey

さて 私たちが生きる 資本主義社会では

Kapitalist bir toplumda yaşadığımızı

私たちが働いたとしたらどうでしょう

ve kapsayıcı bir yerde çalıştığımızı düşünelim.

それが私たちが今できる最善の方法だ。

Şimdi yapabileceğimiz en iyi yol odur.

彼女は私たちが行くように強く言った。

O bize gitmemiz için ısrar etti.

私たちがジェーンを見つけるのは簡単でした。

Jane'i bulmamız kolaydı.

状況は私たちが思っていたよりも悪い。

Durum sandığımızdan daha kötü.

私たちが住んでいた家は取り壊された。

Eskiden yaşadığımız ev yıkıldı.

私たちがほかの事をするには遅すぎた。

Başka bir şey yapmamız için çok geçti.

それは私たちが心配していることです。

Hakkında endişelendiğimiz şey budur.

ここは私たちが先週食事をしたレストランです。

Bu geçen hafta akşam yemeği yediğimiz restoran.

- 彼は、私たちが先日話題にした少年です。
- 彼が先日私たちが話題にした少年です。
- 彼がこの間私たちが話題にした少年です。
- 彼がこないだ話題にした少年だ。

Geçenlerde konuştuğumuz çocuk odur.

私たちが食べるのは 2つの理由からです

Yemek yememizin iki sebebi vardır:

まさに私たちが運転している車なのです

Burada bizim sürdüğümüz bir araba vardır.

いつ曲がるか それを私たちが選ぶのです

Dönüş yapmamız gerekiyorsa biz seçeriz.

私たちが生きるためには植物が必要です。

Yaşamak için bitkilere ihtiyacımız var.

私たちが初めて会った日は雨の日でした。

İlk karşılaştığımız gün yağmurlu bir gündü.

私たちが出かけたとたん雨が降り始めた。

Yağmur yağmaya başladığında, neredeyse başlamamıştık.

私たちがどこに行くのか知っていますか。

Nereye gittiğimizi biliyor musun?

地図は私たちが地理学を学ぶ助けになる。

Bir harita bizim coğrafya çalışmamıza yardım eder.

私たちが驚いたことに、ベティがトロフィーを獲得した。

Bizim için sürpriz oldu, Betty kupayı kazandı.

私たちが結婚してからすでに10年になる。

Evlendiğimizden beri zaten on yıl oldu.

私たちが彼を負かすのは不可能だと思う。

Onu yenmemizin imkansız olduğunu düşünüyorum.

私たちが着くと講演はもう始まっていた。

Biz vardığımızda, ders zaten başlamıştı.

私たちが滞在したホテルは非常に快適だった。

Kaldığımız otel çok rahattı.

私たちが月に旅行できる日が来るだろう。

Aya gidebileceğimiz gün gelecektir.

私たちが8時以降に外出するのは危険だ。

Saat sekizden sonra dışarıda olmamız tehlikelidir.

私たちが留守の間、誰が犬の世話をするの?

Biz gittiğimizde köpekle kim ilgilenecek?

私たちが搭乗した飛行機はサンフランシスコ行きだった。

Bindiğimiz uçak San Fransisko'ya gitmek üzereydi.

その物事に対して 私たちがどう反応するか

bu olaylara verdiğimiz tepkiler

これが 私たちが 行き詰まっている理由です

İşte bu yüzden sıkışıp kalmışız.

でも私たちが他人に 枷を掛けられるように

Başkalarına limit koyabildiğimiz gibi

私たちが別々の存在だと 思わないからです

çünkü bizi iki farklı şey olarak görmüyorum.

彼は私たちがすぐ出発することを提案した。

Hemen başlamamızı önerdi.

私たちが毎日野菜を食べるのはよいことだ。

Her gün sebze yememiz faydalıdır.

私たちが帰宅したとたんに雨が降り出した。

Eve varır varmaz yağmur yağmaya başladı.

私たちが成功するには君の助けが必要です。

Başarımız için yardımınız gereklidir.

私たちが駅に着くやいなや雨が降り始めた。

İstasyona varır varmaz yağmur yağmaya başladı.

私たちがエンジンを動かせるかどうかは疑わしい。

Motoru çalıştırabilip çalıştıramayacağımız şüpheli.

イチゴは私たちが摘むはしから熟しかけていた。

Çilekler neredeyse onları toplayabildiğimiz kadar hızlı olgunlaşıyordu.

あれは私たちがきのう夕食を食べたレストランです。

O, dün akşam yemeği yediğimiz restorandır.

私たちが始めた時、わからないことはあった。

Başladığımızda bilmediğimiz şeyler vardı.

私たちが世界の未来を考えることは大切だ。

Dünyanın geleceğini düşünmemiz bizim için önemlidir.

私たちが違う形の未来を望む理由がそれです

Aslında bu, birçoğumuzun neden başka bir hayata inandığımızın da cevabı.

私たちが鳥のように飛べると想像してごらん。

Sadece, kuşlar gibi uçabildiğimizi düşünün.

私たちがその事故を見た日を覚えていますか。

Kazayı gördüğümüz günü hatırlıyor musun?

火星は私たちが住めそうな有望な場所である。

Mars yaşayabileceğimiz geleceği parlak bir yer.

私たちが明日テニスをするかどうかは天候による。

Yarın tenis oynayıp oynamayacağımız havaya bağlı.

彼らは私たちがディスコに行くのを許してくれない。

Onlar diskoya gitmemize izin vermezler.

私たちが驚いたことに、彼女の予言が的中した。

Bize sürpriz oldu, onun tahmini gerçekleşti.

私たちが子供の頃は、毎日一緒に遊んでたよね。

Çocukken her zaman birlikte oynadık.

私たちが驚いたことに、恵美は400メートルレースで楽勝した。

Bizim için sürpriz oldu, Emi 400 metre yarışını kolaylıkla kazandı.

私たちがそこへ着く頃までには船は出ていた。

Biz oraya varmadan önce, gemi gitmişti.

今のところ、私たちが勝つ見込みは十分にある。

Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.

私たちが座るとすぐに彼女はコーヒーを持ってきた。

Oturur oturmaz o bize kahve getirdi.

私たちが最初にしたのは、パンダを見ることでした。

Yaptığımız ilk şey pandalara bakmaktı.

私たちが昼食を食べたレストランは、トムが選んだのです。

Tom öğle yemeği yediğimiz restoranı seçti.

それが私たちが幸せか不幸せかを 決めるのです

mutlu olup olmayacağımızı kararlaştırır.

私たちが知りたい 重要なものの一つは海面です

Anlamak istediğiniz önemli şeylerden biri yüzey,

私たちが生きる現代は 変化があまりにも急速で

Çalışma anlamında

私たちがブロックしようとしているのは この酵素です

Önlemeye çalıştığımız enzim işte bu enzim.

- もう私たちが帰る時間だ。
- もう家に帰る時間だよ。

Eve gitme vakti geldi.

それは私たちが呼吸する空気のようなものです。

Bu nefes aldığımız hava gibidir.

誰であれ立派だと私たちが信じる人を選びます。

Layık olduğunu düşündüğümüz kimseyi seçeceğiz.

私たちが初めて会った夜のこと覚えていますか。

İlk tanıştığımız zamanki geceyi hatırlıyor musun?

私たちが考えておくべき事がたくさんあります。

Düşünmemiz için çok şey var.

私たちが予想していたよりも多くの人々がいる。

Beklediğimizden daha fazla insan var.

私たちが火星に旅行する日がやがてくるだろう。

Mars'a bir yolculuk edeceğimiz gün yakında gelecek.

私たちがそこへ着くまでに彼は行ってしまった。

Biz oraya varmadan önce, o gitmişti.

私たちが今この問題に対処する必要なんてない。

Şimdi bu sorunla ilgilenmek zorunda olmamalıyız.

つまり 私たちが今やったことが 将来起こることに

Bunun anlamı, şu anda yaptığımız şey gelecekte olacak

物語は 私たちが世界を 旅するための道しるべです

Hikâyeler dünyaya yön verdiğimiz araçlar.

今私たちが抱えている大きな問題が 2つあります

çünkü şu anda iki büyük şey bizim aleyhimize çalışıyor.

学生たちは私たちが車を押すのを手伝ってくれた。

Öğrenciler arabayı itmek için yardım etmemizi istedi.

ほとんどの人が、私たちが姉妹だとは思っていない。

Neredeyse kimse bizim kız kardeş olduğumuzu düşünmüyor.

私たちが避けて通れない問題がたくさんあります。

Kaçınamadığımız bazı sorunlar vardır.

私たちが高く登れば登るほど、ますます寒くなった。

Ne kadar yükseğe gittiysek o kadar soğuk oldu.

私たちが一緒に暮らした楽しい日々を覚えている。

Birlikte geçirdiğimiz mutlu günleri hatırlıyorum.

おかしなことに、私たちが物的損害について話す時、

mülkiyetin yıkılması,

私たちが結婚したとき、父がこの家を買ってくれた。

Evlendiğimizde babam bu evi bize aldı.

酸素は私たちが呼吸すると肺の中に取り込まれる。

Nefes alırken oksijen akciğerlerimize alınır.

More Words: