Examples of using "誰かが" in a sentence and their turkish translations:
Biri güldü.
Birisi cevap verdi.
ama orada onlara tek korkmaları gereken şeyin aslında kendinden
Birisi geldi.
Biri kapıyı çaldı.
Biri seni bekliyor mu?
Birisi bana dokundu.
Biri kapıyı çaldı.
Evde biri vardı.
On dakika önce biri seni ziyaret etti.
Biri onun şemsiyesini geride bıraktı.
Siz kimi arıyorsunuz?
- Biri piyano çalıyor.
- Birisi piyano çalıyor.
Biri benim bavulumu çaldı.
Birisi tüm paramı çaldı.
Ya da biri ''Tavuk neden karşıdan karşıya geçmiş?"
Biri onu rahatsız ediyordu.
Herkes dinliyor muydu?
Birisi omuzuma hafifçe vurdu.
Her zaman konuşan biri vardır.
Biri evi ateşe verdi.
Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.
Köşede birisi saklanıyor.
Birisi onun parasını çaldı.
Birini bekliyor musun?
Biri beni izliyor.
Biri beni içeri itti.
Odada biri mi vardı?
Kimse bizi izliyor mu?
Birisi düşmana sırrı sızdırdı.
Biri bu tabağı kırdı.
Biri şapkasını bıraktı.
Birisi kapıyı çalıyor.
Biriniz yalan söylüyor.
Ve biri hata yaptığında her seferinde,
Biri şu işi yapacak.
Birisi Tom'u zehirledi.
Birisi duvarın arkasında duruyor.
Birisi dün ona uğradı.
Bu sabah biri sizi görmeye geldi.
Biri benim adımı sesleniyordu.
Birinin kaçtığını gördün mü?
Birileri, bir yerler -- mesela Kuzey Kore --
Eğer odada tek başına birini görürseniz
Karanlıkta biri adımı seslendi.
Biri yardım istiyor.
Birinin kapıyı çaldığını duydum.
Birisi açıkça yalan söylüyor.
Birisi kurşun kalemimi çaldı.
Biri benim bütün fincan keklerimi yemiş.
Birinin bağırdığını duyduk.
Biri yardım için bağırıyor.
Birisi kapıda duruyor.
Mesela biri hapşırdığında annemin evindeysem
Üyelerden herhangi biri seninle aynı fikirde mi?
Biri odasının önünde duruyor.
Birinin çığlık attığını duydum.
Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.
- Bekle , biri kapıma vuruyor.
- Bekle , biri kapımı çalıyor.
Sadece bana yardım edecek birini istiyordum.
Birisinin kapıyı çaldığını duydum.
Pencerenin dışında birinin bağırdığını duydum.
Biri dışarıda futonu çırpıyor.
Ben, birinin omzuma hafifçe vurduğunu hissettim.
- Birisi yanlışlıkla ayakkabımı aldı.
- Biri yanlışlıkla benim ayakkabılarımı aldı.
Birinin bu sözleşmeyi Fransızcaya çevirmesi gerek.
Birisi bir şey söyledi ama onu anlayamadım.
Kalabalıkta birinin adımı seslendiğini duydum.
Ben kapıyı kapar kapamaz biri onu çalmaya başladı.
Biri suyu açık bıraktı.
Birinin adımı seslendiğini duydum.
Biri bizi izliyor gibi hissediyorum.
Sokakta birinin bana seslendiğini duydum.
Birinin eşya çaldığını gördüm.
Orada birisi var.
Birisi, “İngilizce bilmiyorlar,” dedi.
Birisi saatini çalmış olmalı.
Birinin kapıyı çaldığını duyduğumu düşündüm.
Ya biri bizi görürse.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
Japonya'da kendi biranı doldurmazsın; bunu başka biri senin için yapar.
Birinin odaya girdiğini duydum.
Birisi öldüğünde çok yazık.
her sekiz saatlik vardiyada yeni biri geliyor.
Birinin beni izliyor olduğunun farkında değildim.
Başka biri acı çektiğinde neden seviniyorsun?
Biri kapıyı açık bırakmış olmalı.
Birinin adımı seslendiğini duydum.
Birisi Tom'u bir buz kıracağı ile zımbaladı, fakat o şimdi iyi.
Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?