Translation of "誰かが" in Turkish

0.031 sec.

Examples of using "誰かが" in a sentence and their turkish translations:

誰かが笑った。

Biri güldü.

誰かが答えた。

Birisi cevap verdi.

そこにいる誰かが

ama orada onlara tek korkmaları gereken şeyin aslında kendinden

誰かがやってきた。

Birisi geldi.

誰かがドアをノックした。

Biri kapıyı çaldı.

誰かが待ってるの?

Biri seni bekliyor mu?

誰かが私にふれた。

Birisi bana dokundu.

誰かが戸をたたいた。

Biri kapıyı çaldı.

誰かが家にいました。

Evde biri vardı.

10分前に誰かが来たよ。

On dakika önce biri seni ziyaret etti.

誰かが傘を置き忘れた。

Biri onun şemsiyesini geride bıraktı.

誰かが探していますか?

Siz kimi arıyorsunuz?

誰かがピアノを弾いている。

- Biri piyano çalıyor.
- Birisi piyano çalıyor.

誰かが私のスーツケースを盗んだ。

Biri benim bavulumu çaldı.

- 誰かが私の有り金全部を盗んだ。
- 誰かが私のお金を全部盗んだ。

Birisi tüm paramı çaldı.

もし誰かが 「ジャネット ジョークを聞いて

Ya da biri ''Tavuk neden karşıdan karşıya geçmiş?"

誰かが彼を悩ませていた。

Biri onu rahatsız ediyordu.

誰かが聞いてくれてたの?

Herkes dinliyor muydu?

誰かが私の肩をたたいた。

Birisi omuzuma hafifçe vurdu.

いつも誰かが喋っている。

Her zaman konuşan biri vardır.

誰かがその家に放火した。

Biri evi ateşe verdi.

誰かが階段を登ってくる。

Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.

すみに誰かが隠れている。

Köşede birisi saklanıyor.

誰かが彼女のお金を奪った。

Birisi onun parasını çaldı.

誰かが来るのを待ってるの?

Birini bekliyor musun?

誰かが私をじっと見てるの。

Biri beni izliyor.

誰かが私を中へ押し込んだ。

Biri beni içeri itti.

部屋には他に誰かがいたの?

Odada biri mi vardı?

誰かが僕らを見ていますか?

Kimse bizi izliyor mu?

誰かが秘密を敵に漏らした。

Birisi düşmana sırrı sızdırdı.

誰かがこの皿を割りました。

Biri bu tabağı kırdı.

誰かが帽子を忘れていった。

Biri şapkasını bıraktı.

- 誰か戸をたたいている。
- 誰かがドアをノックしている。
- 誰かがドアをたたいている。

Birisi kapıyı çalıyor.

- 君たちのうち誰かが嘘をついてる。
- あなた達の中で誰かが嘘を言ってる。

Biriniz yalan söylüyor.

毎回誰かが間違いを犯す度に

Ve biri hata yaptığında her seferinde,

誰かがその仕事をするだろう。

Biri şu işi yapacak.

誰かがトムに毒を飲ませたんだ。

Birisi Tom'u zehirledi.

誰かが塀の後ろに立っている。

Birisi duvarın arkasında duruyor.

昨日、誰かが彼女を訪ねてきた。

Birisi dün ona uğradı.

今朝誰かが会いに来ましたよ。

Bu sabah biri sizi görmeye geldi.

誰かが私の名前を呼んでいた。

Biri benim adımı sesleniyordu.

誰かが逃げるのを見ましたか。

Birinin kaçtığını gördün mü?

北朝鮮のような どこかの誰かが

Birileri, bir yerler -- mesela Kuzey Kore --

誰かが その場所で 唯一の存在で

Eğer odada tek başına birini görürseniz

暗闇で誰かが私の名前を呼んだ。

Karanlıkta biri adımı seslendi.

誰かが大声で助けを求めている。

Biri yardım istiyor.

誰かがノックしているのが聞こえた。

Birinin kapıyı çaldığını duydum.

明らかに誰かが嘘をついている。

Birisi açıkça yalan söylüyor.

誰かが僕の鉛筆を持っていった。

Birisi kurşun kalemimi çaldı.

誰かが僕のカップケーキ全部食べちゃった。

Biri benim bütün fincan keklerimi yemiş.

私たちは誰かが叫ぶのを聞いた。

Birinin bağırdığını duyduk.

誰かが助けてくれと叫んでいる。

Biri yardım için bağırıyor.

誰かが門のところに立っている。

Birisi kapıda duruyor.

母の家で誰かがくしゃみをしたら

Mesela biri hapşırdığında annemin evindeysem

メンバーの誰かが君に賛成していますか。

Üyelerden herhangi biri seninle aynı fikirde mi?

誰かが彼の部屋の前にたっている。

Biri odasının önünde duruyor.

誰かが大声で叫んだのが聞こえた。

Birinin çığlık attığını duydum.

誰かが戸をやかましくノックしている。

Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.

誰かがその政治家を殺すと脅した。

Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.

待って。誰かが私のドアを叩きました。

- Bekle , biri kapıma vuruyor.
- Bekle , biri kapımı çalıyor.

私はただ誰かが助けて欲しかった。

Sadece bana yardım edecek birini istiyordum.

私は誰かがドアをノックするのを聞いた。

Birisinin kapıyı çaldığını duydum.

窓の外で誰かが叫ぶのが聞こえた。

Pencerenin dışında birinin bağırdığını duydum.

誰かが外で布団をパンパンと叩いている。

Biri dışarıda futonu çırpıyor.

誰かが私の肩をたたいたのを感じた。

Ben, birinin omzuma hafifçe vurduğunu hissettim.

- 誰かが私の靴を間違ってはいてしまった。
- 誰かが私の靴を間違えて履いてっちゃったのよ。

- Birisi yanlışlıkla ayakkabımı aldı.
- Biri yanlışlıkla benim ayakkabılarımı aldı.

- 誰かが、この契約書をフランス語に翻訳する必要があります。
- 誰かが、この契約書フランス語に訳さないと。

Birinin bu sözleşmeyi Fransızcaya çevirmesi gerek.

- 誰かが何かを言ったが、それを理解できなかった。
- 誰かが何か言ったんだけど、わかんなかった。

Birisi bir şey söyledi ama onu anlayamadım.

- 誰かが人込みの中で私の名を呼ぶのが聞こえた。
- 人込みの中で、誰かが私を呼ぶのが聞こえた。

Kalabalıkta birinin adımı seslendiğini duydum.

ドアを閉じるとすぐに誰かがノックし始めた。

Ben kapıyı kapar kapamaz biri onu çalmaya başladı.

誰かが水を出しっぱなしにしておいた。

Biri suyu açık bıraktı.

誰かがぼくの名前を呼ぶのが聞こえた。

Birinin adımı seslendiğini duydum.

誰かが私達を見ているような気がする。

Biri bizi izliyor gibi hissediyorum.

私は通りで誰かが私を呼ぶのを聞いた。

Sokakta birinin bana seslendiğini duydum.

誰かがその商品を盗むのを見たんです。

Birinin eşya çaldığını gördüm.

- ここに何かがある。
- そこには誰かがいる。

Orada birisi var.

「英語ができませんよ」と 誰かが言いました

Birisi, “İngilizce bilmiyorlar,” dedi.

誰かが君の腕時計を盗んだにちがいない。

Birisi saatini çalmış olmalı.

誰かがドアをノックした音が聞こえたと思った。

Birinin kapıyı çaldığını duyduğumu düşündüm.

もし誰かが私たちのを見てたらどうする?

Ya biri bizi görürse.

誰かが後ろから私の名を呼ぶのを聞いた。

Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.

日本では自分でビールを注がずに誰かが注ぐ。

Japonya'da kendi biranı doldurmazsın; bunu başka biri senin için yapar.

私は誰かが部屋に入ってくるのを聞いた。

Birinin odaya girdiğini duydum.

誰かが亡くなったときは悲しいものだよ。

Birisi öldüğünde çok yazık.

8時間のシフトごとに 別の誰かがやって来ます

her sekiz saatlik vardiyada yeni biri geliyor.

誰かが私をみているなんて気づかなかった。

Birinin beni izliyor olduğunun farkında değildim.

誰かが苦しんでいると嬉しくなるのはなぜ?

Başka biri acı çektiğinde neden seviniyorsun?

誰かがドアを開けっ放しにしたにちがいない。

Biri kapıyı açık bırakmış olmalı.

誰かが私の名前を呼んでいるのが聞こえた。

Birinin adımı seslendiğini duydum.

誰かがトムをアイスピックで突き刺したが、もう大丈夫だ。

Birisi Tom'u bir buz kıracağı ile zımbaladı, fakat o şimdi iyi.

誰かが玄関のベルを鳴らすのが聞こえましたか。

Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?

More Words: