Translation of "連れて" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "連れて" in a sentence and their turkish translations:

(歌)連れて行って

Götür beni

トムを連れてきて。

Tom'u alın.

連れて行くんです

bir anne ve bir küçük çocuğu koyup

トム連れてきてもいい?

Tom'u getirebilir miyim?

子供を連れていった。

Çocuğumu aldım.

友達を連れてきなさい。

Arkadaşını yanında getir.

トムを家に連れて帰るよ。

Tom'u benimle eve götürüyorum.

トムをここへ連れてきて。

Tom'u buraya getir.

彼は妹を連れて行った。

O, kız kardeşini yanında götürdü.

トムをここに連れてきて。

Tom'u buraya getir.

そこに私を連れてって。

Beni oraya götür.

良かったら連れてくよ。

Eğer istersen seni oraya götürürüz.

- 今度来る時は妹を連れてきます。
- 今度来る時には妹を連れて来ます。
- 今度くるときには姉を連れてきます。

Gelecek sefer geldiğimde, kız kardeşimi getireceğim.

妹をパーティーに連れて行きます。

Partiye kız kardeşimi getireceğim.

そこに連れて行きますよ。

Ben sizi oraya götüreceğim.

病院に連れて行ってくれ。

Beni hastaneye götür.

彼を病院に連れて行って。

Onu hastaneye götür.

彼女を病院に連れてって。

Onu hastaneye götür.

一緒に連れて行って下さい。

Beni de götür.

彼女は犬を連れて出かけた。

O, köpeği ile birlikte dışarı çıktı.

奴等はあの娘を連れてった。

Onlar onu götürdüler.

ハンターは犬を連れてのウサギを狩った。

Bir avcı, köpeği ile tavşanları avladı.

彼は犬を連れて散歩に行った。

Köpeği ile yürüyüşe çıktı.

彼はビルを泳ぎに連れて行った。

O, Bill'i yüzmeye götürdü.

お友達を連れていらっしゃい。

Arkadaşlarınızı yanınızda getirin.

僕を夕食に連れてってくれよ!

Lütfen akşam yemeği için beni dışarı götür!

私は今朝犬を連れて散歩した。

Bu sabah köpeğimle birlikte bir yürüyüş yaptım.

子供さんを連れてきなさいよ。

Çocuklarınızı yanınızda getirin.

トムを医者に連れて行かなきゃ。

Tom'u bir doktora götürmek zorundayız.

お子さんを連れて行きなさい。

- Çocuklarını seninle birlikte getir.
- Senin çocukları yanında getir.

病院へ連れて行ってください。

Lütfen beni hastaneye götür.

母は私を公園に連れていった。

Annem beni parka götürdü.

私は彼をわきへ連れて行った。

Onu bir kenara aldım.

- この建物には犬を連れてはいれません。
- この建物には犬を連れて入れません。

Bu binaya köpek getirmenize izin verilmez.

ビルは弟を動物園へ連れていった。

Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

私は彼を病院まで連れて行った。

Onu hastaneye götürdüm.

君の弟を一緒に連れてきなさい。

Erkek kardeşini yanında getir.

子供たちを学校に連れて行った。

Çocukları okula götürdüm.

トムは息子を職場に連れて行った。

- Tom iş yerine oğlunu getirdi.
- Tom işe oğlunu da götürdü.

映画に連れて行ってくれませんか。

Beni sinemaya götürür müsün?

その象は動物園に連れてこられた。

Fil, hayvanat bahçesine getirildi.

そこへ連れていってくれませんか。

Beni oraya götürecek misin?

連れてきてもらえてうれしいです。

Beni buraya getirdiğiniz için teşekkürler.

トムを探して家に連れて帰ってきて。

Tom'u bul ve onu eve getir.

トムを病院に連れて行ってくれない?

Tom'u hastaneye götürebilir misin?

病院へ連れて行ってくれませんか。

Beni bir hastaneye götürebilir misiniz, lütfen?

兄は博物館へ連れていってくれた。

Erkek kardeşim beni müzeye götürdü.

‎母親は子供たちを ‎獲物に連れていく

Yavrularını avın yanına götürmesi gerek. Çok da oyalanamaz.

‎何度も彼女のところへ ‎連れて行った

Onu gördü, onunla tanıştı. Defalarca kez yanına gittik.

被告は裁判官の前に連れていかれた。

Tutuklu, bir hakim huzuruna çıkarıldı.

彼女は犬を川へ連れていくでしょう。

Köpeğini nehre götürecek.

彼はたいてい犬を連れて公園に行く。

Genellikle köpeği ile birlikte parka gider.

彼の両親は彼を散歩に連れて行った。

- Anne ve babası onu bir yürüyüş için götürdüler.
- Onun ebeveynleri onu yürüyüşe götürdü.

行きたい人は誰でも連れて行きます。

İsteyen herkesi götüreceğim.

今度は妹さんを連れていらっしゃい。

Gelecek sefer kız kardeşini de getir.

牧羊犬が、羊の群を牧場へ連れていく。

Bir çoban köpeği sürüyü çayıra götürür.

ジェーンは彼女の犬を散歩に連れて行った。

Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.

聴力検査に連れて行くことにしました

sonrasında beni işitme testinden geçirmeye karar verdi.

15,000人の囚人を連れてイタリアに 追い返しまし

İtalya'ya kadar kovalayarak 15.000 esir aldı.

外国へ行く時は必ず娘を連れて行った。

Yurtdışına çıkınca kızını yanında götürdü.

なぜ奥さんをパーティーに連れてこなかったの?

Karını partiye niçin getirmedin?

来たい人は誰でも連れてきてよろしい。

Gelmek isteyen herkesi getirebilirsin.

彼は彼女を連れてうちをたずねてきた。

O, onu bizim yerimize getirdi.

彼は私を映画に連れて行くと約束した。

O beni sinemaya götürmeye söz verdi.

彼は私をよくドライブに連れて行ってくれる。

O, sık sık beni arabayla gezdirir.

好きな人は誰でも連れてきて良いです。

İstediğini getirebilirsin.

私もいっしょに連れて行ってください。

Lütfen beni sizinle birlikte götürün.

私は彼を京都御所に連れて行きました。

Onu Kyoto Kraliyet Sarayına götürdüm.

彼女は私を連れてキャンパスを案内してくれた。

O, bana kampüsü gezdirdi.

すてきなレストラン。連れてきてもらえて嬉しい。

Bu güzel bir restoran. Beni buraya getirdiğin için teşekkürler.

この建物には犬を連れてはいれません。

Köpekleri bu binaya getirmene izin verilmez.

- いったいなぜ彼を駅に連れて行ったの?
- いったいなぜ君は彼を駅へ連れていったりなどしたのか。

- Hangi akla hizmet onu istasyona götürdün?
- Ne diye onu istasyona götürdün?

奴隷として連れてこられた人々の子孫や

kölelerin soyundan geldiğini söylediğimiz insanlar

会いたい人は誰でも連れてきてよろしい。

İstediğin herhangi bir kimseyi getirebilirsin.

ぼくは君をおよぎに連れて行ってやろう。

Seni yüzmeye götüreceğim.

父は時々職場に僕を連れていってくれた。

Babam bazen beni ofisine götürüyordu.

彼女が連れてきた少年はとてもハンサムだった。

Onun yanında getirdiği çocuk çok yakışıklıydı.

彼はよく子供たちを動物園に連れて行く。

Çocuklarını sık sık hayvanat bahçesine götürür.

朝、犬の散歩を連れて行くことにしている。

Sabahleyin köpeğimi yürüyüşe götürmeye alışkınım.

息子を連れていった方がいいでしょうか。

Oğlumu ofisinize getirmek zorunda mıyım?

時々、叔父は私を港に連れて行ってくれた。

Amcam ara sıra beni limana götürür.

子供たちを動物園に連れて行きましょう。

Çocukları hayvanat bahçesine götürelim.

妻は旅行に連れていって欲しいと言った。

Eşim bana onu geziye götürmemi önerdi.

今度来る時には、弟さんを連れて来なさい。

Gelecek defa geldiğinde, erkek kardeşini getir.

父は昨晩私を映画に連れていってくれた。

Babam dün gece beni bir sinemaya götürdü.

- 気分転換にレストランに連れていってもらいたいのですが。
- たまには私をレストランに連れて行ってくれるといいのだが。

Keşke bir değişiklik için beni bir restorana götürsen.

- ジミーは自分を動物園へ連れて行くようにと私に言い張った。
- ジミーは動物園に連れて行ってと私にせがんだ。

Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem konusunda ısrar etti.

映画にいくなのなら妹も連れていきなさい。

Sinemaya gidersen, kız kardeşini birlikte götür.

そのうち君をそこに連れていってあげよう。

Bu günlerden birinde seni oraya götüreceğim.

彼女は朝食前に犬を公園へ連れて行きます。

Sabah kahvaltısından önce köpeğini parka götürür.

ジミーは動物園に連れて行ってと私にせがんだ。

Jimmy onu hayvanat bahçesi götürmem için bana yalvardı.

彼は私たちを動物園に連れて行ってくれた。

O bizi hayvanat bahçesine götürdü.

トムは私が子供の時、サーカスに連れて行ってくれた。

Ben bir çocukken Tom beni bir sirke götürdü.

叔父が私を田舎にドライブに連れて行ってくれた。

Amcam beni kırsalda gezmeye götürdü.

トムは息子のジョンを、野球の試合に連れて行った。

Tom oğlu John'u Beyzbol maçına götürdü.

私を門まで連れて行ってくださいませんか。

Beni kapıya götürür müsün?

この次は友達をみんな連れてきてください。

Bir dahaki sefer tüm arkadaşlarını getir.

More Words: