Translation of "들어" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "들어" in a sentence and their turkish translations:

예를 들어,

İşte bir örnek.

예를 들어 미국에서는

Birleşik Devletler'de örneğin,

예를 들어 말하자면,

Mesela, şöyle diyebilirim:

예를 들어, 고대 그리스에서, --

Antik Yunanistan'da mesela

구체적인 예를 들어 볼까요?

Somut bir örnek vereyim.

예를 들어, 여러분은 어떤가요?

Mesela, sizin umurunuzda olmalı mı?

예를 들어, 딥러닝 네트워크에

Örneğin derin öğrenme ağına

예를 들어 여긴 짐바브웨

Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile,

예를 들어, 제가 사는 시애틀에서는

Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da

대부로 돌아가서 예를 들어 볼게요.

Mesela, Baba filmine geri dönersek

농부 한 분이 들어 오셨죠.

bir çiftçi geldi.

예를 들어, 비트코인 아니면 이더리움?

"Bitcoin mi? Etheryum mu?"

예를 들어, 이 빙하의 경우는

Örneğin, şu buzulu ele alalım.

두 가지 예를 들어 볼게요.

Size iki örnek vereyim.

예를 들어, 유전자도 고려해야 하고요.

Mesela, genetik faktörleri de hesaba katmalıyız

예를 들어 거짓말은 무조건적으로 나쁩니다.

Mesela yalan söylemek tamamen yanlıştır.

‎문어를 안아 들어 ‎보호하고도 싶었지만

Bir yanım onu tutup etrafındakileri kovalamak istedi.

예를 들어, 불안장애를 가지고 있는 사람들은

Örneğin, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler

어딘가의 누군가가, 예를 들어 북한과 같은

Birileri, bir yerler -- mesela Kuzey Kore --

일이 돌아가는 게 마음에 안 들어

İşlerin gidişatından memnun değilsinizdir.

예를 들어, 이 분석으로 예측했을 때

Diyelim ki bu faktörler,

예를 들어 래리 페이지, 제프 베조스

Larry Page, örneğin, Jeff Bezos--

예를 들어 마이크로컴퓨터는 초창기 비디오 게임에 사용되었습니다.

Mesela, mikrobilgisayarlar başta video oyunlarında kullanılıyordu

예를 들어, 기후변화에 대한 심층 저탄소화 계획이나

iklim değişikliği için derin dekarbonizasyon

예를 들어 제가 보수적 가치관을 가진 사람이라면

Örneğin, eğer muhafazakar değerleri savunuyorsam,

예를 들어 맛있는 식물성 버거는 건강에도 이롭고

ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

예를 들어, 로봇은 반복적이고 얽매인 일을 잘하죠.

Örneğin, robotlar tekrarlanan ve kısıtlı çalışmalarda mükemmeldir

예를 들어, 유방암에 걸린 여성 환자의 경우

Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta

예를 들어 라이온 킹에서도 느낄 수 있는 부분이죠.

Bunu, örneğin Aslan Kral'da görebiliyoruz.

하지만 사실 여기엔 좋은 영양소가 많이 들어 있죠

Ama içinde bir sürü iyi besin maddesi var.

그렇다면 이들 갈라진 틈에는 물이 가득 들어 있을까요?

Bu çatlaklar suyla dolu mu?

예를 들어 식당을 고르거나 일상용품을 사는 것 같은 결정이

eskiden basit olan kararlar bile

예를 들어, "Buddy(단짝)"라는 계급은 사람들에게 친절을 베푸는 사람에게

Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",