Translation of "빨리" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "빨리" in a sentence and their turkish translations:

자, 어서 내려갑시다 빨리, 빨리!

Tamam, aşağı inmeliyiz. Hadi!

심장이 빨리 뛸수록 독이 몸속으로 빨리 퍼집니다

Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.

데이나예요, 빨리 갑시다!

Bu kesinlikle o, hadi çabuk!

빨리 결정하세요, 어서요

Çabuk karar verin. Hadi.

빨리 결정하세요 어서요

Çabuk karar verin. Hadi.

이 생물들을 빨리 찾을수록 인명 구조 해독제를 빨리 보충할 수 있습니다

Bu yaratıkları ne kadar çabuk bulursak hayat kurtarıcı panzehri o kadar çabuk şekilde yerine koyabiliriz.

자, 빨리 내장을 제거하죠

Pekâlâ, hemen temizleyelim.

빨리 물가로 가야 합니다

Hızlıca kıyıya çıkmalıyım.

신체 말단은 빨리 식습니다

En önce üşüyen kısımlar, uzuvlardır.

자, 빨리 결정해야 합니다

Pekâlâ, hızlıca bir karar vermeliyiz.

빨리 지치기만 할 뿐입니다

Gerçekleşen tek şey çok hızlı yorulmam.

이내 엄청나게 빨리 사라졌어요.

sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.

잔해를 빨리 찾았으면 좋겠군요

Umarım o enkazı kısa sürede buluruz.

잊지 마세요, 최대한 빨리

Unutmayın, olabildiğince kısa sürede

‎되도록 빨리 수면으로 올라갔다가

Yüzeye olabildiğince hızlı çıkıp...

심장을 매우 빨리 뛰게 하며

kalbin çok güçlü atmasını

리모컨을 쥐고 빨리 결정을 내리세요

Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

문제는 정말 빨리 지친단 거죠

Ve bu insanı çok hızlı yoruyor.

빙하는 더 빨리 녹아버릴 겁니다.

buzullar çok daha hızlı eriyecek.

게다가, 나쁜 일은 빨리 일어나지만

Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir

자, 이제 밀물이 정말 빨리 들어오네요

Tamam, gelgit gerçekten hızlı bir şekilde gelmeye başladı.

게임 컨트롤러를 쥐고 빨리 결정을 내리세요

Oyun kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

여기 있기 싫네요 빨리 내려가고 싶어요

Burada oyalanmak istemiyorum. Aşağı inmek istiyorum.

어떻게 해야 몸을 최대한 빨리 데울까요?

Sizce ısınmanın en hızlı yolu ne?

헬기를 불러서 빨리 병원으로 가야 합니다

Bu yüzden helikopteri çağırıp hemen hastaneye gitmeliyiz.

만약 예상보다 빙하가 훨씬 빨리 녹는다면요?

Ya buzullarımız tahmin ettiğimden daha hızlı eriyorsa?

어느 쪽이든 빨리 결정하세요 데이나가 기다리고 있어요

Karar sizin. İkisinden biri, hızlı olun! Dana'nın bize ihtiyacı var, hadi!

하지만 데이나를 더 빨리 구할 수도 있었을까요?

Peki Dana'yı daha hızlı kurtarabilir miydik?

빨리 물가로 가야 합니다 이제 모험이 시작됩니다

Hızlıca kıyıya çıkmalıyım. Macera daha yeni başlıyor.

자, 결정을 내려야 합니다 빨리 결정해야 해요

Pekâlâ, bir karar vermeliyiz ve bunu hemen yapmalıyız.

그분들이나 저나 대화 주제를 빨리 바꾸려고 했었죠.

Ya onlar ya da ben lafı hızlıca başka konulara getiriyorduk.

그런 날이 생각보다 더 빨리 올지도 모릅니다.

Bu, sandığınızdan daha kısa bir sürede gerçek olabilir.

환자들이 병원에서 가능한 빨리 나가는 것이 목적이었어요.

montaj hatları gibi kurulmuş hastaneler gördük.

어느 쪽으로 가는 게 더 빨리 잔해로 통할까요?

Peki hangi tarafa gidersek enkaza daha hızlı ulaşırız?

우리가 얼마나 빨리 그 입자를 발견해 내는지와는 상관없이,

Bu parçacığı yakın zamanda bulup bulamayacağımıza bakmaksızın

그러니 서둘러 결정하세요 어느 쪽으로 가야 마을에 빨리 도착할까요?

Çabuk olun ve oraya en hızlı şekilde nasıl gideceğimize karar verin.

게다가 상당히 민첩해서 아주 빨리 방향을 틀 수도 있습니다

Şaşırtıcı derecede çeviktirler, küçük bir bozuk paranın etrafında dönebilecek kadar.

‎새끼들은 너무나 빨리 자라서 ‎이미 악어를 앞지를 수 있습니다

Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.

잊지 마세요, 최대한 빨리 해독제를 찾아서 병원으로 가져가야 합니다

Unutmayın, olabildiğince kısa sürede o panzehri bulup hastaneye yetiştirmeliyiz.

이 부근에서 반월 연골판을 빨리 한번 살펴보는 게 좋겠어요.

Aslında dönüp menisküse hızlıca bir bakalım.

저는 절대로 여러분이 곰보다 빨리 뛸 수 있다고 생각하지 않습니다.

Bir ayıdan daha hızlı koşabileceğinizi hiç sanmıyorum.

이 절벽을 최대한 빨리 내려가 데이나를 구하려면 어떤 방법을 써야 할까요?

Dana'yı kurtarmak için bu tepeden aşağı inmenin en hızlı yolu ne?

기병대는 빨리 걷는 것 이상으로 전진 할 수 없는 상태가 되었고,

Süvari bir süratliden daha hızlı ilerleyemezdi.

톱니비늘 살모사의 독은 혈액 내에서 아주 빨리 퍼져서 1시간 안에 사망할 수 있습니다

Testere pullu engereğin etkisi çok çabuk görüldüğü için bir saatin altında öldürebilecek bir zehir.