Examples of using "Взрыв" in a sentence and their turkish translations:
Bir patlama gördüm.
Büyük bir patlama vardı.
patlamanın olduğu, arkasından
Bir patlama vardı.
Yüksek sesli bir patlama duydum.
nükleer bir patlamayı andırıyordu
Bir patlama duydum.
Gürültülü bir patlama vardı.
- Patlama her şeyi yok etti.
- Patlama her şeyi tahrip etti.
O bir patlama gibi ses çıkardı.
O bir patlama mıydı?
Patlama köylüleri korkuttu.
Patlama bütün binayı salladı.
Laboratuvarda bir patlama vardı.
O büyük bir patlamaydı.
Biz gürültülü bir patlama duyduk.
bu denli büyük bir patlamaya sebep olan şey neydi?
Nüfus patlaması, ciddi bir sorundur
Aniden, sessizlik gürültülü bir patlamayla bozuldu.
Bunlar patlamayı gören kişiler.
Tianjin'de büyük bir patlama meydana geldi.
Büyük patlamada altı kişi öldü.
Bir patlama duyduğumu sandım.
O, o kadar güçlü bir patlamaydı ki çatı savruldu.
- Bütün gökyüzü aydınlandı ve bir patlama meydana geldi.
- Bütün gökyüzü aydınlandı ve bir patlama oldu.
Patlamayı kilometreler boyunca duyabilirdin.
Patlama olduğunda sen neredeydin?
Sadece başka bir patlama vardı.
İyi çocuklar patlamalara bakmaz.
dünya tarihinin en büyük patlaması meydana geldi
yoksa Nikola Tesla'nın bir deneyi mi sebep olmuştu bu patlamaya?
- İstanbuldaki Kapalı Çarşı bir renk patlamasıdır.
- İstanbul'daki Kapalı Çarşı bir renk cümbüşüdür.
Ben az önce başka bir patlama duydum.
Tam biz konuşurken kuvvetli bir patlama oldu.
İstanbul'da meydana gelen patlamayı kesin duymuşsundur.
Tom bir patlama duydu ve ne olduğunu görmek için dışarıya koştu.
Ben gürültülü bir patlama duydum.
bu patlama 2 bin kilometre kare alanı doğrudan etkiledi
ve birçok işçinin ölümüne neden olan bir patlamanın ardından içerisinde çalışılamayacak bir hâle gelmiş.
Bir asırdan fazla bir süre önce, Rusya'daki Tunguska Nehri vadisinin üzerindeki gökyüzünde bir kuyrukluyıldız veya bir göktaşı patladı. Patlamada yüzlerce mildeki milyonlarca ağaç yıkıldı.