Examples of using "Встретить" in a sentence and their turkish translations:
Tom'la buluşmalıyım.
Seninle burada karşılaşmak ne tesadüf!
Seninle tanışacağımı ummuyordum.
Seninle burada karşılaşmak ne şans.
Onu görüşebilir misin?
Onunla buluşabilirsin.
Seni burada bulduğuma şaşırdım.
Sen karşılaşmayı umduğum son kişisin.
Seni havaalanında karşılayabilirdim.
Burada seninle tanışmak hoştu.
ki isteği o şahane adamla tanışmaktı.
Ben orada onunla karşılamayı ümit etmiştim.
Bu adamla tanışmayı umuyorum.
Onu bugün bulmak çok zor.
Tom Mary ile görüşmeyi kabul etti.
Orada seninle karşılaşmayı ummuştum.
Japon turistler her yerde bulunabilirler.
Tom onu havaalanında karşılamamı istedi.
Tom seni havaalanında karşılayabilir.
- Meg Tom'la tekrar buluşmaktan mutlu oldu.
- Meg Tom'la tekrar buluşmaktan mutluydu.
Beni istasyonda karşılamayı unutmayın.
Tom'a bizi nerede karşılayacağını söyledim?
Sizinle otobüs durağında buluşabilirim.
Seninle otobüs durağında buluşabilirim.
Bizi nerede karşılayacağını sana söyledim.
Bizi nerede karşılayacaklarını ona söyledim.
Tom'a bizi nerede karşılayacağını söyledin mi?
Tom'un burada olmasını beklemiyordum.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
Tom havaalanında Mary ile buluşmayı planlıyor.
O bana onu evinde karşılamamı söyledi.
Tom seninle havaalanında buluşabilirdi.
bu günlerde ise böyle bir olaya pek rastlayamıyoruz
Onu istasyondan almamı rica etti.
Onu karşılamak için havaalanına gittim.
Beni burada bulmayı ummuyordun, değil mi?
Tom onunla istasyonda buluşmamı istedi.
Tom'u yine göreceğimi hiç beklemedim.
Kuzenimi karşılamak için havaalanına gitmeliyim.
Onlar seninle havaalanında buluşabilirlerdi.
Tom Mary'ye onunla kütüphanede buluşmasını söyledi.
Tom'un 2.30'da Mary'yi karşılaması bekleniyor.
Tom havaalanında Mary'yi almamı rica etti.
Tom Mary'den onu lobide karşılamasını istedi.
Ben karanlık bir yerde onunla karşılaşmak istemiyorum.
Tom sizinle tanışmak istiyor.
Tom'la gerçekten görüşmek istiyorum.
Eğer biraz daha erken gelseydin, onunla karşılaşabilirdin.
Böyle bir yerde Tom ile karşılaşmayı hiç beklemiyordum.
başa çıkamayacağımız kadar çok örümcekle karşılaşabiliriz.
Da Vinci'nin gerçek fırça darbelerine rastlayamıyoruz
- Paris'te onunla buluşma şansım vardı.
- Paris'te onunla tanışma şansım oldu.
- Paris'te onunla tanışma fırsatım oldu.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
Tom'a bizimle nerede buluşacağını söylemeyi unuttun değil mi?
Onunla öyle bir yerde karşılaşmayı asla ummadım.
Tom Mary ile tanışmak istiyor.
Tom'u karşılamalıyım.
Hazır olduğunuzda bizi alt katta karşılayabilirsiniz.
Tom'la görüşeceğim.
bu sayede ormanlarda bir sürü çeşit meyve ile karşılaşabiliriz
Seninle böyle bir yerde karşılaşmayı beklemiyordum.
Bu akşam seninle buluşamayacağım için üzgünüm.
Onunla böyle bir yerde karşılaşmayı hiç ummuyordum.
Bizi nerede karşılayacağını Tom'a söylemedin, değil mi?
Birinin bizi karşılayacağını söylediğini düşündüm.
Onu orada karşılayacağım.
Tom Mary ile havaalanında buluşacak.
Her zaman Tom'la tanışmak istedim.
Filme almak şöyle dursun, nadiren görülen...
onu Tuileries Sarayı'nda karşılamayı bekleyen tek Mareşal Davout ve Lefebvre idi.
Artık İncil'i bilmeyen insanlarla tanışmak oldukça yaygın.
Anneni görmek istiyorum.
Onunla görüşmek için oraya gittim.
Onu karşılamak amacıyla oraya gittim.
Babamı karşılamak için havaalanına gittim.
Seninle burada karşılaşmayı hayal bile etmedim.
Arabamın benzini bittiği için onu istasyonda karşılayamadım.
Tom Mary'yi her zamanki saatte ve her zamanki yerde karşılayacağını söyledi.
- Tom'un Boston'da Mary ile buluşma fırsatı vardı.
- Tom Mary ile Boston'da buluşmak için bir şans yakaladı.
Yakında seninle tanışabileceğimi düşünüyorum.