Examples of using "Право" in a sentence and their turkish translations:
Bu onların hakkı.
Tom'in oy kullanma hakkı var.
Bilme hakkınız var.
Kamu bilme hakkına sahip.
Kadınların seçme hakkı vardır.
seçme seçilme hakkı,
Oy vermek onların hakkı.
Ölüm bir haktır.
Tom'un çalışma alanı hukuktur.
Bu sizin hakkınız.
Bilmeye hakkım var.
Ben eleştirme hakkına sahibim.
İnsanların kendilerini savunma hakları vardır.
- Sessiz kalma hakkına sahipsin.
- Sessiz kalma hakkına sahipsiniz.
Mutlu olmaya hakkım var.
Mutlu olmaya hakkın var.
Ve bu onun hakkıydı.
Tom'un bilme hakkı var.
Tom hukuk okumaya karar verdi.
- Tom kendini savunma hakkına sahiptir
- Tom'un kendini savunma hakkı var.
- Tom kendini savunma hakkına sahipti.
- Tom'un kendini savunma hakkı vardı.
Sessiz kalma hakkına sahipsiniz.
Herkesin yaşama hakkı vardır.
Herkesin kendi görüş hakkı vardır.
Gerçeği bilmek hakkın.
takdiri size bırakırım
program bu konu da hakkını veriyor yani
medeni kanun gibi yasalar
O, üniversitede hukuk eğitimi alıyor.
- O, Harvard'da hukuk eğitimi görüyor.
- O, Harvard'da hukuk okuyor.
O, Harvard'da hukuk okudu.
Bizim bilme hakkımız var.
Benim seçme hakkım var.
Tom Harvard'da hukuk okuyor.
Sanırım bilme hakkım var.
Gerçeği bilme hakkına sahibim.
- Ödevsiz hak, ayrıcalıktır.
- Ödevsiz hak, imtiyazdır.
Bir avukat tutma hakkına sahipsin.
Kadınlara oy hakkı verildi.
Tom gerçeği bilme hakkına sahip.
Amerikalılar silah taşıma hakkına sahiptir.
Onu yapma hakkım vardı.
Tom sağını soluyla karıştırır.
Sen hangi hakka dayanarak yargılıyorsun bakalım?
Sanırım bilme hakkına sahipsin.
korunması gereken bir insan hakkı.
Herkesin oy hakkını kullanması gerekir.
Daha iyi tedavi hakkına sahiptir.
- Herkes eğitim hakkına sahiptir.
- Herkesin eğitim hakkı vardır.
- Kendimi savunma hakkına sahibim.
- Kendimi savunma hakkım var.
- Benim kendimi savunma hakkım var.
- Kendimi savunmaya hakkım var.
Fikrimi ifade etme hakkına sahibim.
Avukatımı arama hakkım var.
O sağ ve sol arasındaki farkı bilmiyor.
Benim de konuşma hakkım var.
Herkesin kişisel özgürlük hakkı vardır.
Bunu yapma hakkına sahibim.
Gerçeği bilme hakkına sahipsin.
Onlar onun özgürce konuşma hakkını destekledi.
Yale Üniversitesinde hukuk eğitimi aldı.
Benim de düşüncemi belirtmeye hakkım var.
Herkesin düşündüğünü söyleme hakkı vardır.
Bunu yapma hakkına sahip olduğumdan eminim.
Eğitim; seçenekler, uyum yeteneği, güç demek.
bu soruları sormak en doğal hakkımız
O kendisi için karar verme hakkına sahip olmalı.
Bu gemide olma hakkına sahipsin.
Hepimiz mutlu olma hakkına sahibiz.
Her insanın kendini savunma hakkı var.
Tom ne olduğunu bilmeyi hak ediyor.
Herkesin ülke dışına çıkmaya hakkı vardır.
Herkes hiçbir hakkının olmaması hakkına sahiptir.
Bu hak ne pahasına olursa olsun korunmalıdır.
O sanat için hukuku terk etmeye karar verdi.
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.
Burada çalışma hakkına sahibiz.
Biz silah taşıma hakkına sahibiz.
sevdiklerinin ellerinden alınıp satılmamasını
Bu sebeple, bilişsel özgürlüğe dair haklara ihtiyacımız var.
Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
Onlar kendileri için karar verme hakkına sahip olmalıdır.
Tom'un kendi görüşü için bir hakkı var.
- Tom oy verme yaşında değil.
- Tom oy kullanacak yaşta değil.
Herkes ara sıra karamsar olma hakkına sahiptir.
İstediğiniz yere seyahat etme özgürlüğünüz var.
Bir avukata danışmanız hakkına sahipsin.
Bireyin mülkiyet hakkı, miras dahil, yasalarla garanti altına alınmaktadır.
Eğer ki kadın isterse bunları almama hakkına sahip
Düşündüğümü söyleme hakkım var.
Biz birine hizmet etmeyi reddetme hakkını saklı tutuyoruz.
Bu kredi kartı, bize belirli ayrıcalıklar sağladı.
Almanya orman kanunu ile yönetilmez ama hukukun üstünlüğü ile yönetilir.
Bu benim hayatım ve hiç kimsenin bana ne yapacağımı söylemeye hakkı yok.
Ne zamandan beri bana ne yapacağımı söyleme hakkına sahipsin?