Translation of "الأعداء" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الأعداء" in a sentence and their turkish translations:

ولهزيمة الأعداء.

güdülerine dayanan refleksleriniz.

يحميها من الأعداء وتبدو كالعين.

düşmanlardan korur deyim yerindeyse gözü gibi bakar

كان لليلى الكثير من الأعداء.

Leyla'nın çok sayıda düşmanı vardı.

سوف كاتربيلر أيضا حماية من الأعداء

tırtılı da düşmanlardan koruyacak

- غداً سنواجه العدو.
- غداً سنواجه الأعداء.

Yarın düşmanla yüz yüze geleceğiz.

يبدون مثل عيونهم ويحمونهم من الأعداء الخارجيين

gözü gibi bakıyorlar ve dışarıdan gelen düşmanlara karşı ise koruyorlar

الأعداء يحاوطونك من كل مكان، فلنجمع الناس أولاً.

Hani düşman dört bir yanı sarmış, insanları bir toplasaydık.

غالبًا ما أخذت قادة الأعداء على حين غرة بحركات جيشه السريعة

O sık sık hızlı hamleler yaparak ve ordusunu cephe boyunca dizerek düşman tarafının komutanlarını savunmasız halde yakalıyordu.

‫اعتقدت القبائل القديمة أن ارتداء‬ ‫قرن وحيد القرن من شأنه صد الأعداء.‬

Eski kabileler gergedan boynuzu takmanın düşmanları uzak tuttuğuna inanırdı.

ولأنه كان مخلصًا لفصيل أيبك، فمن المؤكد أن قطز كان لديه بعض الأعداء والمنافسين

Aybak Kabilesine sadık olan Qutuzun az düşmanı vardı