Examples of using "الحائط" in a sentence and their turkish translations:
Duvarı kırmızıya boyadı.
Saat şöminenin üzerindedir.
- Resim duvarda asılı duruyor.
- Resim duvarda asılıdır.
Bu duvarı aydınlatan ışık dalgaları
Duvarda bir resim var.
Duvarda düz bir çizgi çizdi.
Ken duvarın üzerinden atladı.
Leyla, Sami'yi duvara itti.
Bu duvar bizim gözümüze sıradanmış gibi görünebilir
ışığın yansımaları.
Duvardaki grafiklerle etkileşime girmek için gönüllü oldum
öylece, yüzümden yaşlar dökülerek duvara bakardım.
Tom yeni dart tahtasını duvara astı.
Sanki yemek salonunda otururken yemek salonunun devamı varmış gibi görünüyordu duvarda