Examples of using "الدرس" in a sentence and their turkish translations:
- İlk ders kolay.
- İlk ders kolaydı.
Kurs sırasında gürültü yapma.
Araştırmadan çıkarılacak 2. ders şu:
herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!
Bu derste alfabeyi öğreneceğiz.
daha sonrasında sesi kapatıyor dersini anlatmaya devam ediyor
o gün dersi gölgelediği zamanlarınız olmuştur.
Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.
Sizler zaten hâlâ – ders bitmedi – ilkokul birinci sınıf öğrencisisiniz.
ID numarası olsa dahi böyle lönk diye dersin ortasına dalamıyor
toplantı numarasını bilen bir kişi derse katılıp pornografik içerik veya virüs yazabiliyormuş
Suchet, kariyerinin en değerli dersini İtalya'da öğrendi: Askerlerin
Almayı istediğimiz derslere kayıt yaptırmak için yarın okula gidiyoruz.