Translation of "الساحل" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "الساحل" in a sentence and their turkish translations:

‫يوجد الكثير منها‬ ‫بطول الساحل هنا.‬

Buradaki kıyıda bunlardan bir sürü var.

‫وإن أردت ‬‫المشي مع الساحل،‬ ‫انقر "يميناً".‬

Kıyıdan dolaşmak istiyorsanız "Sağ"a.

‫القرار لك.‬ ‫المشي مع الساحل ‬‫أم تسلق الجرف؟‬

Kararı siz verin. Kıyıdan mı, kaya tırmanışı mı?

‫على الساحل،‬ ‫يمكن للتغيّرات المدّية أن تكون عظيمة.‬

Gelgitlerin kıyılara etkisi çok büyük boyutlara varabilir.

لكن بينما كانت هذه الهيلوكوبتر تحلق باتجاه الساحل،

fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,

يظهر المغيرون دون سابق إنذار قبالة الساحل الشرقي لإنجلترا.

Baskıncılar, İngiltere'nin doğu kıyısı açıklarında uyarmadan ortaya çıkar.

وموزمبيق قبالة الساحل الشرقي لافريقيا. وقد عانت مؤخراً من

aldığından. Son zamanlarda mercan resiflerini yok eden ve ekinleri yok eden sellere

ويغرق الساحل الامريكي تحت المياه وفي امريكا الجنوبية لن

Arjantin'de Dunes Iris ve Brezilya'da Rio de Janeiro'dan hiçbir iz

‫وكذلك ربما تكون هناك بعض الموارد الغذائية‬ ‫على طول‬‫ الساحل.‬

ve kıyı boyunca yiyecek kaynakları da karşıma çıkabilir.

‫وإن كنت تريد عبور الساحل الصخري‬ ‫اضغط "يميناً"، ثم زر الموافقة.‬

Kıyıdan gitmek isterseniz "Sağ"a ve "Tamam" tuşlarına basın.

على مدى السنوات العشر القادمة سيكون الساحل القرطاجي الأيبيري غير محمي

Gelecek on yılda Kartacalıların Iberya kıyıları savunmasız kalacaktı.

‫على الساحل البريطاني، قريدس،‬ ‫طوله لا يزيد عن 4 سنتيمترات، محبوس.‬

Britanya kıyısında, boyu sadece dört santim olan bir teke kapana kısılmış.

ومع ذلك، الكشافة القرطاجية على طول الساحل تفطنت بأسطول العدو ودقت ناقوس الخطر

Bununla birlikte sahildeki Kartaca gözcüleri yaklaşan düşman filosunu tespit edip alarm veriyor.

القوات على الساحل للقيام بهجمات تحويلية ؛ بينما سحب نابليون المزيد والمزيد من الوحدات

sahtekarlık amaçlı saldırılar yapmak için kıyıya asker çıkarmayı başardı ; Napolyon ise