Examples of using "الصغيرة" in a sentence and their turkish translations:
Bu küçük zımbırtıya "kıvrık uç" denir.
Fakat bu minik canavarlar genelde birbirlerini avlar.
Denize ulaşan yavruların üçte birini kapacaklar.
Bu ufak yarasalar, açan çiçeklerin peşinde...
Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.
Kıvırcık tarantulanın sekiz ufak gözünün pek ışık algıladığı söylenemez.
Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.
Küçük kıskaçlarıyla mercan döküntülerini ve yosunları üzerlerine getiriyorlar, kamufle oluyorlar,