Translation of "الكفالة" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "الكفالة" in a sentence and their turkish translations:

مشروع الكفالة،

Kefalet Projesi,

وهذا الثمن يُسمى الكفالة.

Bu bedele kefalet deniyor.

ولكن عندما يدفع الصندوق الكفالة،

Ancak fon kefaletlerini ödediğinde

وهنا يأتي دور مشروع الكفالة.

Bu noktada projemiz devreye giriyor.

وشبكة متنامية من مُسقطي الكفالة،

ve büyük hayallerle savaşmaya hazır

هم هناك لعجزهم عن دفع الكفالة.

kefalet ödeyemedikleri için oradalar.

المحتجزين في السجن بسبب استعباد الكفالة، الآن...

kefalet esaretiyle hapis yatan o insanlar

والأدهى، إن تم احتجازك في السجن بسبب الكفالة،

Dahası, eğer kefaletle hapiste tutuluyorsanız

سيعمل في كل موقع فريق من مُسقطي الكفالة،

Her bölge, kefalet karşıtlarından oluşan bir ekiple donatılacak.

لم يُقصد من الكفالة قط حبس الناس في زنزانات السجون.

Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.

وإن كنت أسودًا أو لاتينيًّا وقد تم تحديد الكفالة النقدية،

Siyahi veya Latinseniz ve kefalet belirlendiyse

كنا نعرف أن نقود الكفالة تُرد في نهاية القضية الجنائية،

Kefalet parasının bir ceza davası sonunda geldiğini biliyorduk,

الآن، تم تعيين الكفالة في الأساس كشكل من أشكال إطلاق السراح المشروط.

Kefalet aslında bir çeşit şartlı tahliye olarak yaratılmıştı.