Examples of using "الكفالة" in a sentence and their turkish translations:
Kefalet Projesi,
Bu bedele kefalet deniyor.
Ancak fon kefaletlerini ödediğinde
Bu noktada projemiz devreye giriyor.
ve büyük hayallerle savaşmaya hazır
kefalet ödeyemedikleri için oradalar.
kefalet esaretiyle hapis yatan o insanlar
Dahası, eğer kefaletle hapiste tutuluyorsanız
Her bölge, kefalet karşıtlarından oluşan bir ekiple donatılacak.
Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.
Siyahi veya Latinseniz ve kefalet belirlendiyse
Kefalet parasının bir ceza davası sonunda geldiğini biliyorduk,
Kefalet aslında bir çeşit şartlı tahliye olarak yaratılmıştı.