Translation of "المناسب" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "المناسب" in a sentence and their turkish translations:

ومع التدريب المناسب

Ve bunu yapmaya devam edersen

ولدي الدعم المناسب حولي

Çevremde uygun bir destek buldum

إشعال الأضواء في الوقت المناسب.

ışıklarını doğru zamanda açıyor.

وفي الوقت المناسب، سنكون شاكرين.

ve biz zamanla onlara teşekkür edeceğiz.

حتى السفر في الوقت المناسب

Yani zamanda yolculuk

‫وجدناه في الحجم والوقت المناسب.‬

Geçen zamana göre uygun boyuttaydı.

لكن بالطبع حين يأتي الوقت المناسب،

Elbette doğru zaman geldiğinde

يمكنك اعتراضهم في الوقت المناسب ومنعهم.

gerçek zamanlı olarak onları engelleyip durdurabilirsin.

قال هذا الرجل في الوقت المناسب

bu adam zamanında şunu da söylemişti

ليس توم هو الشخص المناسب للوظيفة.

Tom iş için uygun adam değil.

كان فاضل ينتظر الوقت المناسب بصبر.

Fadıl doğru anı sabırla bekledi.

وبالتالي تأخروا باتخاذ الإجراءات في الوقت المناسب،

Zamanında müdahale de edemeyince

سأعد فيديو عن الرحلة في الوقت المناسب

zamanda yolculuk ile ilgili bir video hazırlayacağım sizlere

يمكننا السفر في الوقت المناسب هذه المرة

Biz zamanda yolculuk yapabiliriz bu sefer

نغير الحجم أثناء السفر في الوقت المناسب.

Biz zamanda yolculuk yaparken boyut değiştiriyoruz.

من الجميل أن أكون في المكان المناسب .

Doğru yerde olmak güzel.

يمكن للمرء فقط التقدم والعودة في الوقت المناسب

Kişi sadece zamanda ileri ve geri ilerleyebilir

في هذه الحالة، المكان المناسب هو في الوسط تقريبًا.

bu durumda ortalarda bir yerde.

ولكن القرطاجيين المذهولون فشلوا في الرد في الوقت المناسب

Şaşırmış gözüken Kartacalılar, zamanında yanıt vermekte geç kalıyorlar.

حطم الكسندر كالري الرقم القياسي للسفر في الوقت المناسب

Aleksandr Kaleri zamanda yolculuk rekoru kırmıştı

الجاذبية فعالة في الوقت المناسب. استنتاجنا من هنا هو هذا

Yer çekimi zamanda etkilidir. Buradan elde ettiğimiz çıkarımımız ise şu

تقول هذه النظريات أنه من الممكن السفر في الوقت المناسب.

Bu teoriler zamanda yolculuk yapmanın mümkün olduğunu söylüyor işte

سيشكّل سلاح الفرسان الثقيل الإفرنجي الصف الثاني، وسينتظرون الوقت المناسب

Ağır Fransız süvarileri ikinci sırada durmalı,

هل يمر الوقت؟ أو يتوقف الزمن ، هل نتقدم في الوقت المناسب؟

Zaman akıp gider mi? Yoksa zaman duruyor biz mi zamanda ilerliyoruz?

نتعامل مع الذاكرة بشكل يومي بحيث لا نمنحها القدر المناسب من الاهتمام.

Hafıza o kadar olağan bir şey ki neredeyse kıymetini bilmiyoruz.

إذا تحركنا نحو جانب العالم ، هذه المرة نمضي قدمًا في الوقت المناسب

Dünyanın döndüğü tarafa doğru ilerlersek bu sefer ileriye doğru gideriz zamanda

أن يكون الرومان قادرين على تحديد مكان العدو واعتراضه في الوقت المناسب.

... düşmanın yerini tespit edip yolunu kesip kesemeyeceği de kesin değildi.

إذا ارتأى شخصٌ أن ليس من المناسب بعد الآن امتلاك كلبٍ أو قطٍ

eğer birisi artık köpek veya kedi sahibi olmayı uygun bulmuyorsa

في منتصف الليل ، قال هذا السائح المجري : انه الوقت المناسب لزيارة برج ايفل .

Bu Macar turist "Geceyarısı!" der. Eyfel Kulesini ziyaret zamanı.

حتى إذا كان من الممكن إزالة البراغي في الوقت المناسب ، فإن الفتحة فتحت للداخل ، وبالتالي

Cıvatalar zamanında çıkarılabilse bile, kapak içeriye doğru açıldı ve böylece

قد يكون شيئًا صغيرًا ، إذا لم يتم توفير الظروف والعلاج المناسب ، يمكن أن يستمر حتى الموت.

küçücük birşey olabilir uygun şartlar ve tedavi sağlanmaz ise ölüme kadar gidebilir