Examples of using "تحطم" in a sentence and their turkish translations:
hayatım küçük parçalar hâlinde.
içler acısıydı.
Kobe Bryant'ın helikopter kazası gibi
- Uçak kazasında kurtulan olmadı.
- Hiç kimse uçak kazasını atlatamadı.
kuyruklu yıldızın dünyaya çarpmak üzereyken atmosfer tarafından parçalandığı
Panzehir yok olduğuna göre, artık yeni bir görevimiz var.
uçak kazası can kaybı riski %99 daha az,
Maalesef kaza, bu değerli ilaçları mahvetmiş.
Bütün umutlarımın o an çok net olarak crash sesleriyle,