Translation of "فقدت" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "فقدت" in a sentence and their turkish translations:

- فقدت ثقتي به.
- فقدت ثقتي فيه.

Ona olan güvenimi kaybettim.

فقدت طحالي.

Dalağımı kaybettim.

فقدت حقيبتي.

Çantamı kaybettim.

فقدت حقيبتها.

- O, kendi cüzdanını kaybetti.
- O, çantasını kaybetti.

فقدت الوعي.

Bilincimi kaybettim.

فقدت تذكرتي.

Biletimi kaybettim.

الهوية التي فقدت هويتها والأخلاق التي فقدت هويتها

kimliğini kaybetmiş benliğini kaybetmiş ahlakını ise hiç

فقدت الكواكب ضبطها،

entonasyonlarını kaybettiler,

فقدت حقيبة يدها.

O elçantasını kaybetti.

لقد فقدت صوابي.

Delirdim.

فقدت مفاتيح سيارتها.

O, araba anahtarlarını kaybetti.

فقدت العلكة طعمها.

Sakız tadını kaybetti.

فقدت ليلى حياتها.

Leyla hayatını kaybetti.

فقدت القدرة على منطقة الأمور٬ فقدت تتابع أفكاري بسهولة

Pek bir anlam veremedim, Düşünce kervanımı çok kolay kaybettim.

- فقدت زوجتي في حادث سير.
- فقدت زوجتي في حادث طريق.

Karımı bir trafik kazasında kaybettim.

غاضبةٌ أنني فقدت ابنتي.

Kızımı göz göre göre kaybettiğime kızgınım.

لقد فقدت قواي كلها.

Benim gücümün hepsi gitti.

‫ثم فقدت اهتمامها بالسمك تمامًا،‬

Sonra balıklara olan ilgisini kaybedip

لقد فقدت حذائي في الحريق.

Yangında ayakkabımı kaybettim.

هىَ فقدت والدها فىِ البحر.

O, denizde babasını kaybetti.

- فقدت محفظتي.
- أضعت محفظة نقودي.

- Cüzdanımı kaybettim.
- Ben cüzdanımı kaybettim.

لقد فقدت كل إحترامي لك.

Sana olan tüm saygımı kaybettim.

فقدت ليلى الكثير من الدّم.

Leyla çok kan kaybetti.

فقدت ليلى منزلها و حياتها.

Leyla evini ve hayatını kaybetti.

لقد فقدت عقلها من الخوف.

Korkudan aklımı kaybettim.

لكنني علمت أيضا أنني فقدت فرصتي،

Ama fırsatımı kaybettiğimin farkındaydım.

‫فقدت الأنثى المنعزلة معركتها مع الأسود.‬

Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.

- فقدت تراسي نظارتها.
- أضاعت تراسي نظارتها.

Tracy gözlüğünü kaybetti.

فقدت الجمهورية كل سيطرتها على غاليا كيسالبينا

Cumhuriyet bütün kontrolünü Cisalpine Galya'da yitirmişti.

فقدت صبري بعد 20 دقيقة وذهبت لأخذ حمّام سريع

20 dakika sonra sabrım tükendi ve duş almaya gittim.

ألمي يساوي ألمك. لقد فقدت الجنرال الأكثر تميزًا في جيشي ،

Benim acım seninkine eşit. Ordumdaki en seçkin generali