Examples of using "نسي" in a sentence and their turkish translations:
bazıları ise Osmanlıyı çoktan unuttu bile
O, ışığı kapamayı unuttu.
Yine parasını unuttu mu?
Tom faturayı ödemeyi unuttu.
Sami, Leyla'yla olan randevuyu unuttu.
O, o kadar kızgındı ki akşam yemeği yemeyi unuttu.
Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.