Translation of "يغادر" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "يغادر" in a sentence and their turkish translations:

القطار سوف يغادر.

Tren hareket etmek üzere.

يغادر القطار في الساعة التاسعة.

Tren saat dokuzda kalkar.

- عليه المغادرة.
- يجب أن يغادر.

Onun gitmesi gerekiyor.

بعد فترة ، يغادر النمل هذه الأعشاش

bir süre sonra karıncalar bu yuvalarını terk ediyor

أيمكنك أن تخبرني متى يغادر القطار؟

Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?

من الممكن أن يغادر سامي البلد.

Sami ülkeyi terk edebilirdi.

تريد إبراهيم موتيفيريكا ألا يغادر هذا البلد أبدًا.

İbrahim Müteferrika lardan bu memleketten hiç çıkmasın istiyorsunuz siz

كان أبي على وشك أن يغادر عندما رن جرس الهاتف.

Telefon çaldığında babam ayrılmak üzereydi.

كاد القائد المؤقت للجيش - المارشال بيرتيير - أن يغادر دافوت ليتم عزله.

, ordunun geçici komutanı - Mareşal Berthier - neredeyse kesilmek üzere Davout'tan ayrıldı.

- كل ما عليك فعله هو إخبار توم بأن يرحل.
- كل ما عليك فعله هو إخبار توم بأن يغادر.

Tek yapman gereken Tom'a terk etmesini söylemek.