Translation of "يقرأ" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "يقرأ" in a sentence and their turkish translations:

توم يقرأ الإنجيل.

Tom İncil okuyor.

هو يقرأ العربيه.

O, Arapça okur.

هو يقرأ كتاباً.

- Bir kitap okuyor.
- O kitap okuyor.

يقرأ الصبي كتابه.

Oğlan, kitabını okuyor.

توم يقرأ كتاباً

Tom kitap okudu.

توم يحب أن يقرأ

Tom okumayı sever.

لا أحد يقرأ مدونتي

Hiç kimse bloğumu okumuyor.

هذا الرجل كان يقرأ كثيراً.

Bu adam çok kitap okuyan bir adamdı.

حتى لا يزعج من يقرأ

okuyan kişiler rahatsız olmasın diye

أبي لا يقرأ كتاباً الآن.

Babam şimdi bir kitap okumuyor.

لم يقرأ توم الرسالة بعد.

Tom mektubu henüz okumadı.

القليل جداً من القرويين الأتراك يقرأ ويكتب.

Türk köylüsünün pek azı okur yazardır.

هو أصم، لكنه يعرف كيف يقرأ الشفاه.

O, sağır ama dudak okumayı biliyor.

لم يقرأ توم أي رسالة أرسلتها ماري إليه.

Tom, Mary'nin ona gönderdiği mesajlardan hiçbirini okumadı.

ليس ناشط المناخ شخصًا واحدًا الذي يقرأ كل دراسة

Bir iklim aktivisti her denemeyi okuyan

- هو فقط من قرأ هذه الرسالة.
- لم يقرأ الرسالة أحد غيره.

Mektubu sadece o okudu.

يموت على قدميه ولا يزال يقرأ القصيدة ، لكنه لم يكمل السطر الأخير.

Hala şiiri okurken ayağa kalkar ama son dizeyi tamamlamaz.

- البعض يقرأ الصحيفة و يشاهد التلفاز في آن واحد.
- بعض الناس يقرأون الصحيفة و يشاهدون التلفاز في وقت واحد.
- بعض الناس يقرأون صحيفة وهم يشاهدون التلفاز.

Bazı insanlar gazete okurlar ve aynı zamanda TV izlerler.