Examples of using "الرائحة" in a sentence and their turkish translations:
o koku.
Ağır kokudan mı?
Diliyle koku alıyor.
Kokuyu hemen fark ettim.
Bu su kokusuz.
Kanaması var. Kokusu suya yayılıyor.
Koku, karanlıkta sinyal yollamanın güçlü bir aracı.
Kokulu dışkıların bir mesajı var. "Bu dallar sahipli."
Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.
Bedeni hafifçe öne eğilmiş, kokunun izini takip ediyordu.
Al-Saib sordu: Çöplükte uyumak ha? Kötü kokulu bir tecrübe olmalı.
Bütün koku yosunda olduğu için köpek balığı yosunu ısırıp koparmaya başladı.