Examples of using "Minuut" in a sentence and their turkish translations:
Her dakika sayılır.
- Bir dakika...
- Bir dakika bekle.
Bir dakikada altmış saniye vardır.
Dünya her dakika değişiyor.
Bir dakikaya ihtiyacım var.
Bir dakika içinde gideceğim.
Bir dakikada altmış saniye var.
Geciktiğimiz her dakika insan hayatına mal olur.
Sadece bir dakikaya ihtiyacım var.
Yaklaşık bir dakikaya ihtiyacım var.
Bir dakika içerisinde orada olacağım.
O saat bir dakika ileri.
Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.
Bir dakika daha ve bebek ağlıyordu.
- Bir dakika.
- Sadece bir dakika.
Bir dakikada elli kelime yazabilirim.
Dünya enayi ile dolu.
Tom her zaman her şeyi son dakikaya bırakır.
Bir dakikanız var mı?
Oğluna bir dakika beklemesini söyledi.
Bu makine dakikada 100 kopya yapar.
Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.
Onlar arasında bir dakika farkı vardı.
Bu konuda düşünmek için bana bir dakika ver.
Seyirci en az bir tam dakika boyunca "Bravo!" diye bağırdı.
Bir dakikadan daha az süre koştuktan sonra bitap düşerim.
Diğer türler sadece yanıp söner. Bunlar ise bir dakikaya kadar hiç durmadan parlayabilirler.
Bir insan dakikada ortalama kaç kez göz kırpar?
Beni bekle. Bir ya da on dakika içinde orada olacağım.
Altmış dakika bir saat eder ve bir dakika altmış saniyeden oluşur.