Translation of "Minuut" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Minuut" in a sentence and their turkish translations:

Elke minuut telt.

Her dakika sayılır.

- Wacht eventjes.
- Wacht een beetje.
- Wacht een minuut.
- Een moment!
- Een minuut.

- Bir dakika...
- Bir dakika bekle.

- Een minuut is zestig seconden.
- Er zijn zestig seconden in een minuut.

Bir dakikada altmış saniye vardır.

De wereld verandert elke minuut.

Dünya her dakika değişiyor.

Ik heb een minuut nodig.

Bir dakikaya ihtiyacım var.

Ik vertrek over een minuut.

Bir dakika içinde gideceğim.

Een minuut is zestig seconden.

Bir dakikada altmış saniye var.

Iedere minuut vertraging kost levens.

Geciktiğimiz her dakika insan hayatına mal olur.

Ik heb alleen een minuut nodig.

Sadece bir dakikaya ihtiyacım var.

Ik heb ongeveer een minuut nodig.

Yaklaşık bir dakikaya ihtiyacım var.

Ik ben er binnen een minuut.

Bir dakika içerisinde orada olacağım.

Die klok loopt één minuut voor.

O saat bir dakika ileri.

- Dit toestel kan 60 pagina's per minuut printen.
- Dit toestel kan zestig pagina's per minuut afdrukken.

Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

Nog een minuut en de baby huilde.

Bir dakika daha ve bebek ağlıyordu.

- Een ogenblikje.
- Een moment!
- Momentje!
- Een minuut.

- Bir dakika.
- Sadece bir dakika.

Ik kan 50 woorden per minuut typen.

Bir dakikada elli kelime yazabilirim.

Elke minuut wordt er een sukkel geboren.

Dünya enayi ile dolu.

Tom wacht altijd tot de laatste minuut.

Tom her zaman her şeyi son dakikaya bırakır.

- Heb je een minuut?
- Heb je een minuutje?

Bir dakikanız var mı?

Zij vroeg haar zoon een minuut te wachten.

Oğluna bir dakika beklemesini söyledi.

Deze machine maakt 100 kopieën in een minuut.

Bu makine dakikada 100 kopya yapar.

Dit toestel kan 60 pagina's per minuut printen.

Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.

Er was een verschil van één minuut tussen hen.

Onlar arasında bir dakika farkı vardı.

Geef me een minuut om erover na te denken.

Bu konuda düşünmek için bana bir dakika ver.

Het publiek schreeuwde "Bravo!" gedurende minstens één hele minuut.

Seyirci en az bir tam dakika boyunca "Bravo!" diye bağırdı.

Ik raak uitgeput na minder dan een minuut hardlopen.

Bir dakikadan daha az süre koştuktan sonra bitap düşerim.

Terwijl andere twinkelen... ...kunnen zij wel een minuut lang blijven gloeien.

Diğer türler sadece yanıp söner. Bunlar ise bir dakikaya kadar hiç durmadan parlayabilirler.

Hoe vaak knippert een mens gemiddeld per minuut met zijn ogen?

Bir insan dakikada ortalama kaç kez göz kırpar?

Wacht op mij. Ik ben er over een minuut of tien.

Beni bekle. Bir ya da on dakika içinde orada olacağım.

Zestig minuten maken een uur, en een minuut bestaat uit zestig seconden.

Altmış dakika bir saat eder ve bir dakika altmış saniyeden oluşur.