Examples of using "Oor" in a sentence and their turkish translations:
Kulağım kaşınıyor.
Bu sabah kulağım kanıyordu.
Kulağım kesildi.
Onun keskin bir işitmesi var.
O onu kulağıma fısıldadı.
Dikkat kesildim.
Kulağıma bağırmayı bırak.
Dikkatle dinliyorum.
Çocuk kulağını kaşıdı.
Benim bir müzik kulağım yok.
Tom'un bir kulağı sağır.
Bir kulağım sağır.
Kulağını duvara dayadı.
Tom kulağını duvara dayadı.
Mary, Tom'un kulağına bir şey fısıldadı.
Tom Mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı ve o gülümsedi.
Söyle bana. Dikkatle dinliyorum.
Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı