Examples of using "Plaatsen" in a sentence and their turkish translations:
- O birçok yerde bulundu.
- O birçok yerde bulunmuştur.
Yerlerinize... Hazır... Başla!
Bunu masaya yatıracak olursak
Üç yer ayırtmak istiyorum.
Kediler, karanlık yerlerde bile görebilirler.
- Çok enteresan yerler biliyorsun, değil mi?
- Çok ilginç yerler biliyorsun, değil mi?
- Pek çok ilgi çekici yer biliyorsun, değil mi?
- Japonya'da bir sürü güzel mekân var.
- Japonya'da çok sayıda güzel yerler vardır.
Bazı yerleri de ele geçirmeye başlamışlardır.
Aynı anda iki yerde olamam.
Bir kerede iki yerde olamazsın.
Harajuku, Tokyo'daki en hareketli yerlerden biridir.
- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
- Yerlerinize... Hazır... Başla!
Mesela güneş ışığından faydalanmak için bir yıldızın çevresine bir obje koymak,
...merkezlerine doğayı yerleştirme gücüne sahibiz.
gelmeye zorlayacak tecrübeler yaratmaktı.
Bazı yerlerde 60 km ilerledikçe, 200.000 esir.
Karnının alt tarafına sperm paketi yerleştirecek kadar tutsa yeter onu.
Ellerimin avuç içlerini dizlerimi bükmeden yere değdirebilirim.
Küçük kıskaçlarıyla mercan döküntülerini ve yosunları üzerlerine getiriyorlar, kamufle oluyorlar,
bunu yerde kesmek zorunda kaldım ve ülkelerin kötü görünmemesi için büyük bir çaba harcadım.