Examples of using "Voertuigen" in a sentence and their turkish translations:
Her iki araç da alev aldı.
Devletin artık ihtiyaç duymayıp satmayı planladığı taşıtları tamir ettik.
Yürek hoplatan tehlikeli yakınlaşmalar nedeniyle araçlar teker teker kemikleri kıracak güce sahip canavardan kaçmaya çalışıyor.
öyle sağlam bir yol yaptım ki küçük araçlar bile güvenle geçebilir.