Examples of using "Zwaar" in a sentence and their turkish translations:
Bu kitap ağır.
Bunlar ağır.
O kötü bir şekilde yaralandı.
Bu yatak ağır.
Bu masa ağır.
Bu televizyon ağır.
Ben kötü bir soğuk algınlığı çekiyorum.
Bu bavullar ağır.
- Tom kötü yaralandı.
- Tom ağır yaralıydı.
Bu kitaplar ağır.
- Bu elektrikli süpürge ağırdır.
- Bu elektrikli süpürge ağır.
Örneğin ağırlığı ne?
Bu mavi sırt çantası ağır.
Çantam çok ağır.
Kutu çok ağırdı.
ve hayat çok zor.
çünkü onlar da çok ağır kayıplar verdiler.
Tom biraz kiloludur.
Bob zor işe alıştı.
Tom'un okulunda 3.000 öğrenci var.
Akıntının yönünde yaşayan insanları da kötü vuracak.
İş senin için çok mu zor?
Bir bankacının yaşamı zordur.
Bu, taşımak için çok ağır.
Yılın bu döneminde bile burada şartlar çok çetindir.
Kız trafik kazasında kötü biçimde yaralandı.
Bu bisiklet berbat, çok ağır.
Tom aşırı kilolu olmadığını söyledi.
Eşinin iki katı kadar ağırdır.
- Evde kaldım çünkü fena üşütmüştüm.
- Fena üşüttüğüm için evde kaldım.
Onlar Almanya'yı sert bir biçimde cezalandıracak bir antlaşma talep ettiler.
çünkü aklında söylediği şeyin ciddiliğini
Onun biraz ağır olabileceğini düşünmüyor musun?
Umarım Tom çok kötü yaralanmamıştır.
Bu kutu tek başıma kaldırabilmem için çok ağır.
Onu hastaneye yetiştirmek zorundayız. O fena halde yaralı.
Ağır trafik gürültüsü beni bütün gece uyanık tuttu.
- Elin ağır görünüyor. Onu senin için tutayım.
- Elin yoğun görünüyor. Bunu senin için tutmama izin ver.
Aslında ağır astımlı hastam sessizken daha çok risk altında oluyor.
şaşırttılar ve ağır adam ve erzak kaybıyla onu Portekiz'den çıkardılar.
Kendini bir saldırıya atarak savaşın kontrolünü kaybetti ve Bernadotte'nin Kuzey Ordusu