Translation of "Advanced" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Advanced" in a sentence and their turkish translations:

And Advanced Mathematics

Standart ve İleri Matematik dersi alan

I hate advanced algebra.

- İleri cebirden nefret ederim.
- İleri cebirden nefret ediyorum.

Your reading is very advanced.

Okuman çok gelişmiş.

We advanced to the finals.

Biz finale yükseldik.

The troops advanced twenty miles.

Askerler yirmi mil ilerledi.

Napoleon's army advanced on Moscow.

Napolyon'un ordusu Moskova üzerine ilerledi.

They advanced to the river.

Nehre doğru ilerlediler.

Their equipment is extremely advanced.

Onların cihazı son derece gelişmiş.

Our technology has advanced dramatically.

Teknolojimiz dramatik olarak ilerledi.

It's very advanced and futuristic.

Çok ileri ve fütüristiktir.

These projects are not insanely advanced,

Bu projeler aşırı gelişmiş değil.

As our technology gets more advanced,

teknoloji ilerledikçe,

When Archduke Charles advanced into Bavaria,  

Arşidük Charles Bavyera'ya ilerlediğinde

We advanced under cover of darkness.

Karanlığın örtüsü altında yol aldık.

Napoleon's army has advanced to Moscow.

Napolyon'un ordusu Moskova'ya ilerledi.

The soldiers advanced toward the town.

Askerler şehre doğru ilerledi.

She teaches English to advanced students.

O ileri öğrencilere İngilizce öğretiyor.

He advanced me a week's wages.

O bana bir haftalık ücreti avans verdi.

The army advanced on the enemy.

Ordu düşmanın üzerine ilerledi.

She advanced her watch ten minutes.

O, saatini on dakika ileri aldı.

The army advanced up the hill.

Ordu tepeye kadar ilerledi.

Napoleon's army advanced up to Moscow.

Napolyon'un ordusu Moskova'ya kadar ilerledi.

Tom advanced Mary two week's salary.

Tom Mary'ye iki haftalık maaş avansı verdi.

The army slowly advanced across the river.

Ordu nehir boyunca yavaşça ilerledi.

He was advanced to a managerial post.

O, idari bir göreve yükseltildi.

He advanced his departure by two days.

Gidişini iki gün erteledi.

The army has advanced to the river.

Ordu nehre doğru ilerledi.

Tom's boss advanced him a week's wages.

Tom'un patronu ona bir haftalık ücreti avans verdi.

The people of Atlantis had advanced technology.

Atlantis insanları teknolojiyi geliştirmişti.

The manager advanced him two weeks' wages.

Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.

We advanced the date of the meeting.

Buluşma tarihini ileri aldık.

The squirrel advanced against the strong wind.

Sincap kuvvetli rüzgara karşı ilerledi.

The boss advanced me a week's wages.

Patron bir haftalık ücretimi yükseltti.

But we're placing you in the advanced level."

fakat biz seni ileri düzeye yerleştireceğiz."

With a potentially more advanced and hostile neighbor.

karşılaşma riskini göze alamıyorlar.

To the development of a truly advanced civilization.

gerçekten ileri bir medeniyetin gelişimi için ortaya engel koyuyor.

Advanced countries must give aid to developing countries.

Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.

He is taking an advanced course in Esperanto.

O ileri düzey bir Esperanto dersi alıyor.

He was advanced to the rank of general.

General rütbesine terfi ettirildi.

The manager advanced a proposal at the meeting.

Müdür, toplantıda bir öneri ileri sürdü.

Japan is becoming the most advanced country technologically.

Japonya teknolojik olarak, en gelişmiş ülke oluyor.

Developing a level of technology more advanced than ours,

bizimkinden daha gelişmiş bir teknoloji geliştirmiş olsunlar,

Scientific knowledge has greatly advanced since the 16th century.

Bilimsel bilgi 16.yüzyıldan beri büyük ölçüde ilerledi.

His advanced age prevents him from getting a job.

Onun ilerlemiş yaşı onun bir iş bulmasını engelliyor.

My team has never advanced beyond the quarter-finals.

Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.

The military power of this country is very advanced.

Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir.

The Apollo program greatly advanced our knowledge of space.

Apollo programı uzay hakkındaki bilgimizi büyük ölçüde ilerletti.

They just thought that they'd developed the most advanced culture.

Sadece en gelişmiş medeniyeti kendilerinin inşa ettiğini düşünüyorlardı.

We trained hundreds of hundreds of people for advanced manufacturing.

yüzlerce kişiye ileri üretim alanında eğitim verdik.

The team won the semifinals and advanced to the finals.

Takım yarı finali kazandı ve finale yükseldi.

The alien is postbiological and is really an advanced machine.

Uzaylı, postbiyolojik ve gerçekten gelişmiş bir makinedir.

I used to teach advanced math classes in middle school.

Ortaokulda ileri matematik dersleri verirdim.

Since the war, Japan has advanced greatly in science and technology.

Savaştan beri Japonya bilim ve teknolojide geniş ölçüde gelişti.

Encryption technology has advanced to the point where it's pretty reliable.

Şifreleme teknolojisi onun oldukça güvenilir olduğu noktaya göre gelişti.

But being much more advanced scientists and engineers than we -- otherwise,

ama bizden daha iyi bilim insanlarına ve mühendislere sahip olmaları gerek, -aksi halde

The index advanced to 120.5, up 4% from the preceding month.

Endeks 120.5'e yükseldi, bir önceki aya göre %4 fazla.

Europe’s most advanced Mediterranean maritime power, the Republic of Venice, together with

Avrupa'nın önde gelen Akdeniz gücü ve Venedik Cumhuriyeti

Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned.

Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir.

The Romans were one of the most technologically advanced civilizations of antiquity.

Romalılar, antik çağın teknolojik açıdan en ileri medeniyetlerinden biriydi.

The Emperor advanced rapidly, hoping to trap and destroy part of Blücher’s army.

İmparator tuzağa düşmeyi umarak hızla ilerledi ve Blücher ordusunun bir kısmını yok ettiler.

Meanwhile the main Crusader army advanced along the right bank of the Danube

Bu arada, ana haçlılar Tuna Nehri'nin sağ kıyısı boyunca Vidin Çölü'ne yürüdüler.

In order to tag sentences, you must, at least, be an "advanced" contributor.

Cümleleri etiketlemek için en azından gelişmiş katılımcı olmak zorundasın.

I'm going to teach one of Tom's advanced classes while he's in Boston.

O, Boston'dayken Tom'un ileri sınıflarından birine öğretmenlik yapacağım.

When Napoleon advanced into the Netherlands in June, to take on Wellington and Blücher’s

Napolyon Haziran ayında Wellington ve Blücher'in ordularını ele geçirmek için Hollanda'ya ilerlediğinde

Heedless of the risk, Hardrada advanced into battle at the head of his men.

Riske aldırış etmeden, Hardrada adamlarının başında savaşa girdi.

Further left the Serbian Knights, clad in advanced plate armor, were the only contingent

Sol kanadı tutan zırhlı Sırp Şövalyeleri,

But this technology was not advanced enough and the screens were pretty expensive, even

Ama bu teknoloji yeterince gelişmiş değildi ve ekranlar çok pahalıydı, lüks

Fadil found that in Islam, religion and advanced science can go hand in hand.

- Fadıl, İslam'da din ve ileri bilimin el ele verebileceğini buldu.
- Fazıl İslam'da din ve modern bilimin birbiriyle uyumlu olabileceğini fark etti.

As the Grande Armée advanced deeper into Russia, Ney was always near the action – leading

Grande Armée, Rusya'nın derinliklerine doğru ilerlerken, Ney her zaman aksiyona yakındı

Also considered one of the most advanced countries in the technical field. It is the

zamanda teknik alanda en gelişmiş ülkelerden biri olarak kabul edilmektedir.

Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.

Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.