Examples of using "Amazed" in a sentence and their turkish translations:
Bu beni şaşırttı.
Şaşırdın mı?
Tamamen şaşırmıştım.
Ben kesinlikle şaşırdım.
Senin cüretine şaşırıyorum.
Uzmanlar da şaşırmıştı.
Bütün kasaba şaşırdı.
Ölmememe şaşırdım.
Ben onun sinirine şaşırıyorum.
İsteği sadece beni şaşırttı.
Tom şaşırmış.
O, habere şaşırdı.
Gördüğünde şaşırmıştı.
Onun dikkatsizliğine şaşırdım.
Ben sonuçlara şaşırdım.
Tom'un hâlâ hayatta olmasına şaşırdım.
Onun cesaretine şaşırdım.
Şaşırmıştım.
Bunu söylemene şaşırıyorum.
Onun cesaretine hayret ettiler.
Gelmediğine şaşırdım.
Bir şey söylememene şaşırdım.
Tom'un bir şey dememesine şaşırdım.
Sue'nun onun önerisini kabul ettiğine şaşırdım.
Tom'un tahammül gücü beni hayrete düşürmüştü.
Kazandığımı öğrendiğimde şaşırdım.
Çocuğun zekasına şaşırdım.
O haberi duyduğuna şaşırdı.
Onun çabuk cevabı tarafından şaşırdım.
Beklenmeyen sonuca şaşırdım.
Onun ani istifası beni şaşırttı.
Partinin müsrifliği herkesi şaşırttı.
Şaşırdım.
Sirkler çocukları şaşırttı ve sevindirdi.
Gördüklerime hayran oldum.
En önemlisi, hayrete düşmeye hazır olun.
Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı.
Onun İngilizcedeki hızlı ilerleyişine şaşırdım.
Bu beni şaşırttı.
Tom'un Fransızcadaki hızlı gelişmesine şaşırdım.
Tom'un Fransızcadaki akıcılığına şaşırdım.
Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
Arabanın hızına şaşırdım.
Biz ithalat miktarlarındaki hızlı büyümeye şaşırdık.
O hayalet görünce şaşırmıştı.
İşlerin bu kadar ucuz olduğunu duymamız bizi şaşırttı.
Büyük ebeveynlerimin enerjilerine sık sık şaşırıyorum.
Brezilya'ya tek başına gitmesi bizi şaşırttı.
Tom'un ne kadar sık ödevini yapmamasına şaşırırdın.
Tom'un oyun oynayarak ne kadar çok zaman harcadığına şaşırırdın.
Ödevlerini ne kadar çok kaytardığını bilsen şaşarsın.
Ne kadar çok oyun oynadığını bilsen şaşarsın.
Ben problemi kolaylıkla çözmene şaşırdım.
Şarabın hepsini içtiğine şaşırdım.
Bu kişinin bilgeliği ve dürüstlüğü beni şaşırtıyor.
Meryem, Tom'un portakalı kabuğuyla, bütün olarak yemesine çok şaşırdı.
Tom afalladı.
Dışarı çıktığında Tom'un ne kadar çok bira içtiğine şaşırırdın.
Dışarı çıktığında ne kadar bira içtiğini bilsen şaşarsın.
Sana bütün gerçeği söylesem şaşırırsın.
Onun istifasına şaşırmıştım.
Bütün bildiklerimi sana söylesem, şaşırırsın.
Her gün aynı şeyi yapmaktan sıkılmana şaşırdım.
İki yüz dolara kaç tane elma alabileceğine şaşıracaksın.
Tom'un onu yapmamasını kaç kez söylediğime şaşırırdın.
Tom ve Mary'nin birlikte takıldığını ne kadar sık gördüğüme şaşırırdın.
Ona böyle yapmamasını kaç defa söylediğimi bilsen şaşarsın.
Abraham'ın sabahları hazırlanmasının ne kadar zaman aldığına şaşırırdın.
Sabahları hazırlanmasının ne kadar uzun sürdüğünü bilsen şaşarsın.
O, haberi duyunca şaşırdı.
Mary, şaşırdım. Senin böylesine iyi bir aşçı olduğunu hiç düşünmezdim.
El yazısı kullanabilen genç insanların sayısının gitgide azaldığını şaşkınlıkla öğrendim.
- Moskova’da kendi elleriyle bir mucize yaratan genç bir Kırgız kadın, Dağıstanlıları şaşırttı.
- Dağıstanlılar, Moskova'da kendi elleriyle bir mucize yaratan Kırgız bir kız yüzünden şaşırıp kaldılar.
Garajın penceresinden baktım, gördüğüm beni şaşırttı.
muhtemelen insanların ona kötü davranmasına, ateş etmelerine şaşırdı, o yüzden hemen kaçmadı.