Examples of using "Beth" in a sentence and their turkish translations:
- Arkadaşlarım bana Beth diyorlar.
- Arkadaşlarım bana Beth derler.
Beth ile iyi arkadaşız.
John ve Beth aynı yaştalar.
John ve Beth aynı yaştalar.
Beth şimdi kız kardeşinden daha zayıftır.
Keşke şimdi Beth burada benimle olsa.
Beth, yılanları seven garip bir kızdır.
Çift tartışıyordu ve Chris Beth'e vurup yere devirdi.
Beth biz uzaktayken köpeğimize baktı.
Daha sonra, Chris utandı ve özür diledi ve Beth onu bağışladı.
Uzun düşündükten sonra, Beth makine mühendisliği konusunda uzmanlaşmaya karar verdi.
Beth o çok kirli olduğu için Chris'in kendini öpmesine izin vermeyecek.
Beth, Sally'nin yalnızca suçsuz numarası yaptığını iddia etti.
Chris kendi başarısından Beth'in mutlu olacağına emindi.
Beth kötü erkek kardeşinden dolayı karanlıktan korkuyor.
Beth'in çiftlikteki zamanından hoşlanmadığına şaşırdım.
Beth, o son derece kirli olduğu için Chris'in kendisini öpmesine izin vermeyecek.
- Beth onunla tanışmak için can atıyordu fakat o asla gelmedi.
- Beth onunla görüşmeye can atıyordu fakat hiç gelmedi.
- Beth'den onun tembel erkek arkadaşı tarafından onun tarih ödevini yapması istenildi.
- Beth'e tembel erkek arkadaşı tarafından onun tarih ödevini yapması rica edildi.
Beth'in, insanlar konuşurken onların sözünü kesme gibi güçlü alışkanlığı var.
Beth protesto etti, ancak annesi onun inanılmaz şişman olduğunu hatırlattı.
Chris onun en sevdiği kızı, Kate'i gördü, Beth ile özel görüşüyordu.
Beth çok sıkı çalışmak zorunda kaldı, ve şimdi o aç ve bitkin.
Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.
Beth, Chris'e eğer banyo yapmazsa onunla çıkmayacağını söyledi.
Beth, Chris'e eğer banyo yapmazsa onunla çıkmayacağını söyledi.
Bayan Brown Beth'i eğer makul şekilde yemezse her zaman çok ağır olacağı konusunda uyardı.
Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi.