Examples of using "Cakes" in a sentence and their turkish translations:
Çocuklar pastayı sever.
Bu kekleri ye.
O, kekleri çok sever.
O üç kek pişirdi.
Ben de kek severim.
Ben geleneksel kekler pişiririm.
Onlar iyi kekler pişiriyorlar.
Annem kek yapar.
İki kek vardı.
Onların kekleri iyidir.
Tom üç tane kek pişirdi.
Kek yemeyi severim.
Bütün keklerim lezzetlidir!
Biletler çörek gibi satıldı.
Lütfen kek alın.
Hemen hemen her gün kek pişiririm.
- Kek yapmayı biliyor.
- Kek yapmasını bilir.
- Kek yapmasını biliyor.
O sadece ekmek ve kek yedi.
Çocuklar pastayı sever.
Pastaların ikisini de beğenmedim.
O fırında kekler nasıl pişirilir bilir.
Biz onlar için birkaç kek pişirdik.
Lütfen bu pastalara buyurun.
Bu öğleden sonra üç kek pişirdim.
Annen sık sık kek pişiriyor mu?
Un pastada ana malzemedir.
Pastalar kısa sürede satılabilir.
Onun Yafa Cakes fobisi vardır.
Bunlar onun kendi pişirdiği keklerdir.
Annem nasıl kek yapacağını bilir.
Lütfen nasıl kek yapılacağını göster bana.
"Kimin kekleri bunlar?" "Onlar Feride'nin"
Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.
Bu kekler iyi. Bir tane deneyin.
Sandviçler, kekler ve benzeri şeyler yedik.
"Kekleri kim pişirir?" "Onları Alessandra pişirir."
"Kekleri kim pişirdi?" "Onları Alessandre pişirdi."
Ben ilkokuldan beri Fransız keklerini severim.
- O oyuncak kapış kapış satılıyor.
- O oyuncak çok satılıyor.
- Sami'nin kitapları sıcak kek gibi satıyor.
- Sami'nin kitapları peynir ekmek gibi satıyor.
Pastaların ikisini de beğenmedim.
Pirinç kekinin hepsini yemedi.
Kek yapan kızı tanıyorum.
Annen sana biraz kek ve süt gönderdi.
O, ekmeği ve pastaları fırında pişirdi.
Annem dünyadaki en iyi kekleri yapar.
İspanyol omletlerini de severim!
"Başka kek yok mu?" "Ben onların her ikisini de yedim."
Hala yerel pirinç kekleri yemeyi seven insanlar var.
Pastaları ve şekerlemeleri alkole tercih ederim ama ben içerim.
Tom'un Mary ile hayatı hakkındaki kitabı peynir ekmek gibi sattı.
İki küçük kek vardı.
- Kesinlikle bu roman basılınca peynir ekmek gibi satılacak.
- Hiç kuşkusuz bu roman yayınlanınca kapış kapış gidecek.
- Hiç şüphe yok ki bu roman yayınlanınca yok satacak.
Çocuk kaç kek yedi? - Çocuk bir tane kek yedi.
Bu dükkâna her ne zaman gitsem, taze pişmiş taiyaki kekleri satıyorlar.
- Pazar yerine ulaştığında ürünümüz yok satacak.
- Pazar yerine ulaştığında ürünümüz peynir ekmek gibi gidecek.
Japonya'da yılbaşı için pirinç kekleri yeme geleneği vardır.
İki kek vardı. Ben birini yedim ve sonra diğerini yedim.
Şirket yeni ürünlerinin çok satacağını düşünüyor.
Ona iki kek verdim ve sordum, "onların her ikisini de yiyecek misin?"
Ofisten eve giderken biraz kek almam istendi.
Şimdiye kadar yediğim en iyi kekler, annemin pişirdikleridir.
Ben istasyonun yakınında lezzetli kekler yapan yeni bir pasta dükkanın var olduğunu duydum.