Examples of using "Carrying" in a sentence and their turkish translations:
Tom ne taşıyor?
Tabak taşıyorum.
Onu taşımak için yardıma ihtiyacım var.
Tom bir şemsiye taşımıyordu.
Tom bir şey taşıyordu.
Tom, Mary'yi taşıyor.
Ne taşıyorsun?
Sami'nin bebeğini taşıyorum.
Tüm insanlar yelpaze taşıyorlar.
Hiç nakit taşımıyorum.
Bebeği hâlâ taşımak gerekiyor.
virüs taşıyan yabani hayvanlarla aramızda
Konuyu fazla abartıyorsun.
Mary bir karpuz taşıyor.
Tom bir şemsiye taşıyor.
Tom bir evrak çantası taşıyor.
hiçbir kimlik taşımıyorum.
Tom'un emirlerini uyguluyorum.
Tom başka bir şey mi taşıyordu?
Onu taşımak için yardıma ihtiyacım var.
Orada ne taşıyorsun?
Tom bir sırt çantası taşıyor.
Tom iki bavul taşıyordu.
Tom bir şey taşıyarak içeri girdi.
Tom içeriye yiyecek taşıyarak girdi.
Tom bazı sandalyeler taşıyor.
Onları taşımak için yardıma ihtiyacım var.
Tom'u taşırken yardıma ihtiyacım var.
- Silahlı adamlar gördüm.
- Eli silahlı adamlar gördüm.
Tom bir silah taşıyordu.
Tom bir meşale taşıyordu.
Tom bir evrak çantası taşımıyordu.
Tom bir evrak çantası taşımıyor.
Leyla bebeğimi taşıyor.
Tom bir çanta taşıyordu.
Tom şemsiye taşımıyor.
Tüm insanlar şemsiye taşıyorlar.
bir teleskop olan Chandra X-Işını Gözlemcisini taşıyan
polen taşımada çok büyük önem taşıyor
çiçeklerin tohumlarını taşımakta da var rolleri
Planı gerçekleştirmek kolaydı.
Ben ailenin geleneklerini devam ettiriyorum.
Tom gizlenmiş bir silah taşıyordu.
Tom bir silindir spor çanta taşıyordu.
Tom'un ne taşıdığını bulun.
Tom deri bir evrak çantası taşıyordu.
Gemi işlenmemiş pamuk taşıyor.
Tom beyaz bir kutu taşıyordu.
Neden bir silah taşıyorsun?
Tom bazı alışveriş torbaları taşıyordu.
Bu zırhlı kamyon altın taşıyor.
Eşekler ağır paketleri taşıyorlardı.
Tom ağır bir sırt çantası taşıyordu.
Tom siyah bir el çantası taşıyor.
Tom siyah bir çanta taşıyor.
Sami bir spor çantası taşıyordu.
Sami büyük bir kupa bardak taşıyordu.
Bunu taşımak için yardıma ihtiyacınız var mı?
- Tom azılı bir komünist.
- Tom mimli bir komünist.
Yanni bir alışveriş çantası taşıyordu.
Tom'un bir silah taşıdığını düşündüm.
Keman taşıyan adam üzgün görünüyordu.
Tom sol elinde bir şey taşıyor.
Tom büyük bir bavul taşıyarak içeri girdi.
Tom bir market çantası taşıyarak içeri girdi.
Tom bir bardak su taşıyordu.
Tom bir buket çiçek taşıyordu.
- Tom ve Mary her ikisi de şemsiye taşıyorlar.
- Hem Tom hem de Mary Şemsiye taşıyorlar.
Tom odaya girdi, iki pizza taşıyordu.
Alev makinesi taşıyan bir asker gördüm.
Tom odaya girdi, bir kitap taşıyordu.
Paketimde bir bıçak taşıyorum.
Tom bir evrak çantası taşıyarak odaya girdi.
Tom bir kova su taşıyordu.
Onu kendim taşıyabilecek durumdayım.
O, yağmur yağdığı için bir şemsiye taşıyor.
Tom iki valiz taşıyarak Mary'nin peşinden gitti.
Askerler posta taşıyan trenleri korurdu.
Tom, bir kucak dolusu kitap taşıyordu.
Fadıl çok para taşıyordu.
Tom çiçekler taşıyarak odaya girdi.
- Neden beyzbol sopası taşıyorsun?
- Neden yanında beyzbol sopası bulunduruyorsun?
Sami Nazi bayrağı taşırken görüldü.
kandaki renk değişikliği,
O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
Bebeğini kucağında taşıyordu.
Tom bisiklet kaskını taşıyarak sınıfa girdi.
Mary'nin kitaplarını onun için taşıdığını gördüm.
Tom büyük bir çanta şeker taşıyordu.
Tom bir kitap yığını taşıyarak içeri girdi.
Tom para dolu bir çanta taşıyordu.
Tom sırtında oğlunu taşıyordu.
Tom bir pano taşıyarak konferans salonuna girdi.
Tom kaykayını taşıyarak eve geldi.
Tom yemek odasına girdi, bir tepsi taşıyordu.
- İşçi, bir kürekle kum taşıyor.
- İşçi, kürekle kum taşıyor.
Tom bir silah taşıyor gibi görünmüyor.
Tom bavullarını taşırken merdivenlerden aşağı yuvarlandı.
Doktor siyah bir çanta taşıyarak içeri geldi.