Examples of using "Cellar" in a sentence and their turkish translations:
- Bu bir mahzen.
- Bu bir kiler.
Bodrumda saklandılar.
Tom kilere baktı.
Bana tuzluğu ver.
Bodruma sürahi alın.
Mutfak bodrum katta.
Artık kömürlüğümüzü kullanmıyoruz.
Anne babası Tom'u bodruma kilitledi.
Tom tekrar bodruma gitti.
Bodrum, çirkin, karanlık ve kötü kokuludur.
Onun önsezisine rağmen Mary kilere girdi.
Biz bodruma geri gittik.
Tuzluk masadaydı.
Tuzluk masada.
O takım her zaman alt sıralarda.
Ben peyniri mahzende tuttum.
Sami parayı mahzende tuttu.
Tom'un bodrumunda bir şarap mahzeni var.
Tom kendini kazara şarap mahzenine kilitledi.
Tom eski bilgisayarımızı bodruma koydu.
Tuzluk masada olacak.
Marilla bir mum aldı ve kileri araştırdı.
Mary kazara kendini şarap mahzenine kilitledi.
TV setimizi aşağıya bodruma getirdi.
Kiler kapısı bir patlama sesi ile açıldı.
Benim mahzende iki tane üç fazlı güç jeneratörlerim var.
Mahzende satılmamış yedi kasa şarap vardı.
Şişe tıpalandı ve mahzende bir rafa konuldu.
Silah ateşi kötüleşiyordu bu yüzden aşağıya mahzene koştuk.
Mutfak zemin kattadır.
Daha fazla şarap istiyorsan kilere git ve biraz al.
Şarap mahzenine gidin ve birkaç şişe şarap alın.
Bodruma in ve bize birkaç şişe şarap getir.
Öncelikle mangalı bodrumdan bahçeye taşımak zorundayız.
Biz bütün o geceyi, ertesi günü, sonraki geceyi mahzende geçirdik.
Beni ziyarete geldiğin iyi: Mahzenden bir şişe kırmızı şarap getirmeye gideceğim.
Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar.