Examples of using "Chestnut" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un saçı kestane kahverengisi.
Ah! Kafama bir kestane düştü.
Onlar kestane ağaçlarının gölgesinde oturuyorlar.
Anna'nın kestane kahvesi saçı var fakat Magdalena'nın sarı saçı var.
Caddeye yakın Anthony şişeden kestane suyu içti.
Benim deneyimlerimden, aşk kestane balı gibidir. O tatlıdır ama acı bir tat bırakır.
Anna'nın saçı kahverengi fakat Magdalena'nınki sarı.