Translation of "Chin" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Chin" in a sentence and their turkish translations:

Chin up!

- Cesaretli ol!
- Metin ol!

Keep your chin up.

Başını dik tut.

Tom rubbed his chin.

Tom çenesini ovuşturdu.

She has a double chin.

- Onun iki çenesi var.
- Gıdısı var.
- Onun gıdısı var.

Tom has a double chin.

Tom'un çift çenesi vardır.

She slapped me on the chin.

O çeneme tokat attı.

I hit him on the chin.

Onun çenesine vurdum.

I punched him in the chin.

Onun çenesine yumruk attım.

He tucked the napkin under his chin.

O, peçeteyi çenesinin altına sıkıştırdı.

Tom rested his chin on his hands.

Tom çenesini ellerinin arasına aldı.

Tom tried to keep his chin up.

Tom moralini bozmamaya çalıştı.

Tom has a scar on his chin.

- Tom'un çenesinde bir yara izi var.
- Tom'un çenesinde bir iz var.

How many chin-ups can you do, Tom?

Kaç tane barfiks çekebilirsin, Tom?

What is that funny growth on Mary's chin?

Çenesindeki komik büyüme nedir?

- Tom rubbed his chin.
- Tom rubbed his jaw.

Tom çenesini ovuşturdu.

Tom picked up a napkin and wiped Mary's chin.

Tom bir peçete aldı ve Mary'nin çenesini sildi.

How did you get that scar on your chin?

Çenendeki o yarayı nasıl aldın?

- I punched him in the chin.
- I punched his jaw.

Onun çenesine yumruk attım.

Aksai Chin is claimed by India, but controlled by China.

Aksai Chin, Hindistan tarafından hak iddia edilir ama Çin tarafından kontrol edilir.

The boy caressed the girl's chin and kissed her cheek.

Oğlan kızın çenesini okşadı ve yanağından öptü.

Do you know how Tom got that scar on his chin?

Tom çenesindeki o yara izini nasıl aldı biliyor musun?

The boy stroked the girl on the chin and kissed her on the cheeks.

Oğlan kızın çenesini okşadı ve yanaklardan öptü.

Mary pulled her knees up to her chest and rested her chin on them.

Mary dizlerini göğsüne çekti ve çenesini onlara dayadı.

Today I learned a lot of Spanish words and now I know how to say "cheek," "chin," and "knee."

Bugün ben birçok İspanyolca sözcük öğrendim ve artık nasıl "yanak", "çene" ve "diz" diyebileceğimi biliyorum.