Translation of "Covered" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Covered" in a sentence and their turkish translations:

Snow covered the bus.

Kar otobüsü kapladı.

I covered my ears.

Kulaklarımı kapattım.

I've got it covered.

Onu kaplattım.

She covered the car.

O, arabayı örttü.

She covered her tattoos.

O, dövmeleriyle kaplıydı.

Extreme cold covered Europe.

Aşırı soğuk, Avrupa'yı kapladı.

Tom covered his smile.

Tom gülümsemesini sakladı.

Tom covered his mouth.

Tom ağzını kapattı.

Tom covered his face.

Tom yüzünü kapattı.

Tom covered his eyes.

Tom gözlerini kapattı.

Tom covered his ears.

Tom kulaklarını kapattı.

Sami covered for Layla.

Sami geçici olarak Leyla'nın işine baktı.

- The mountain was covered with snow.
- The mountain was covered in snow.

Dağ, karla kaplıydı.

- The streets were covered with snow.
- The streets were covered in snow.

Sokaklar karla kaplıydı.

Completely covered in this movie

tamamen bu filmde işlendi

Then they carefully covered it

daha sonrasında ise üzerini özenle kapattılar

Snow completely covered the town.

Kar şehri tamamen kapladı.

He was covered with bruises.

O, çürüklerle kaplıydı.

She is covered in confusion.

Onun kafası tamamen karışık.

Tom was covered with sweat.

Tom tere batmıştı.

Tom was covered in blood.

Tom kanla kaplıydı.

Your face covered with cum.

Yüzün meni ile kaplı.

Are you covered by insurance?

Sigortalı mısın?

Volcanic ash covered the city.

Volkanik kül şehri kapladı.

Darkness still covered the valley.

Karanlık hala vadiyi kaplamış.

The stars covered the sky.

Yıldızlar gökyüzünü kapladı.

Tom was covered in bruises.

Tom morluklarla kaplıydı.

We've already covered this subject.

Bu konuyu daha önce işledik.

The deep snow covered everything.

Derin kar her şeyi kapladı.

Everything is covered with dust.

Her şey tozla kaplıdır.

He was covered with mud.

O çamurla kaplıydı.

He was covered with sweat.

- Terle kaplıydı.
- Kan ter içindeydi.

Tom was covered with mud.

Tom çamurla kaplıydı.

They were covered in blood.

Kanla kaplıydılar.

Layla was covered in blood.

Leyla kanla kaplıydı.

Sami was covered in blood.

- Sami kanla kaplıydı.
- Sami kanla kaplandı.

Sami always covered for Layla.

Sami, Layla'nın hep arkasını kolladı.

- I thought we covered this before.
- I thought that we covered this before.

Bunu daha önce konuştuğumuzu sanıyordum.

- Tom and I both covered our eyes.
- Both Tom and I covered our eyes.

- Tom ve ben ikimiz de elimizle gözümüzü kapattık.
- Tom da ben de elimizle gözlerimizi kapattık.

And then covered my whole hand.

Ve bütün elimi kapladı.

It was all covered with dust.

O, tamamen tozla kaplıydı.

The sky is covered with clouds.

Gökyüzü bulutlarla kaplı.

The table was covered with dust.

Tablo tozla kaplıydı.

The damage was covered by insurance.

Ürün sigortalıydı.

The mountain is covered with snow.

- Dağ kar ile kaplı.
- Dağ, kar ile kaplı.

The hills were covered with snow.

Tepeler karla kaplıydı.

The ladder was covered with mud.

Merdiven çamurla kaplandı.

The knife was covered in blood.

Bıçak kanla kaplıydı.

His room was covered with dust.

Onun odası tozla kaplıydı.

The earth is covered with forests.

Dünya ormanlarla kaplıdır.

His hands were covered with mud.

Onun elleri çamurla kaplıydı.

The field is covered with snow.

Saha karla kaplıydı.

His face was covered with mud.

Onun yüzü çamurla kaplıydı.

The room is covered with dust.

Oda tozla kaplıdır.

She covered twenty miles a day.

Günde yirmi mil kapladı.

My house is covered by insurance.

Benim evim sigortalıdır.

Everything here is covered in dust.

Burada her şey tozla kaplı.

I found him covered in blood.

Onu kanlar içinde buldum.

Tom came back covered in mud.

Tom çamurla kaplı döndü.

Tom's head is covered with bandages.

Tom'un kafası bandajla sarılı.

Tom is covered in slimy goo.

Tom sümüklü yapışkan maddeyle kaplı.

Tom came home covered with mud.

Tom eve çamurla kaplı geldi.

Tom's desk is covered with stuff.

Tom'un masası malzeme ile kaplı.

A thick mist covered the countryside.

Kalın bir sis kırları kapladı.

Her face is covered with pimples.

Onun yüzü sivilceler ile kaplıdır.

The floor was covered with blood.

- Zemin kanla kaplanmıştı.
- Yer kana bulandı.

Mt. Fuji was covered with snow.

Fuji Dağ'ı karla kaplıydı.

The snow completely covered the city.

Kar şehri tamamen kapladı.

His face was covered in blood.

Onun yüzü kanla kaplıydı.

She covered me with a blanket.

Üzerime bir battaniye örttü.

He covered me with a blanket.

Üzerime bir battaniye örttü.

The hill was covered in snow.

Tepe karla kaplanmıştı.

How much distance have we covered?

Ne kadar mesafe kapladık?

The knives are covered with rust.

Bıçaklar pas ile kaplı.

Our city was covered with smog.

Şehrimiz duman kaplıydı.

The wall was covered with graffiti.

Duvar yazılarla kaplıydı.

The ground is covered with snow.

Yer kar ile kaplıdır.

The desk is covered with dust.

- Sıra tozla kaplı.
- Masa tozla kaplı.

The wall is covered with graffiti.

Duvar, yazılarla kaplıdır.

The roofs were covered with snow.

Çatılar karla kaplıydı.

The floor was covered with dust.

Zemin tozla kaplıydı.

The streets were covered with snow.

Sokaklar karla kaplıydı.

Tom covered Mary with a blanket.

Tom, Mary'yi bir battaniye ile örttü.

The trees were covered with snow.

Ağaçlar karla kaplıydı.

The ground was covered in snow.

Zemin karla kaplıydı.

Dan's knife was covered with blood.

Dan'in bıçağı kanla kaplıydı.

The furniture was covered in dust.

Mobilya toz kaplıydı.

The walls are covered with blood.

Duvarlar kanla kaplı.

That mountain is covered with snow.

O dağ kar ile kaplıdır.

The mountain was covered with snow.

Dağ karla kaplıydı.

The streets are covered with snow.

- Sokaklar karla kaplıdır.
- Caddeler karla kaplıdır.

Tom's body was covered with bruises.

Tom'un vücudu morluklarla kaplıydı.