Translation of "Cycling" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Cycling" in a sentence and their turkish translations:

He enjoyed cycling.

O, bisiklete binmenin keyfini çıkardı.

Tom enjoyed cycling.

Tom bisiklete binmekten zevk aldı.

I like cycling.

Bisiklet sürmeyi seviyorum.

We all like cycling.

Hepimiz bisiklete binmekten hoşlanırız.

Do you like cycling?

Bisiklete binmeyi sever misin?

I'd like to go cycling.

Bisiklete binmeyi severim.

I prefer walking to cycling.

Yürümeyi bisiklete binmeye tercih ederim.

Why don't we go cycling?

Neden bisiklete binmiyoruz?

Cycling is a lot of fun.

Bisiklete binmek çok eğlencelidir.

Tom and I go cycling together.

Tom ve ben birlikte bisiklet sürmeye gidiyoruz.

Welcome to the world of cycling.

Bisikletçilik dünyasına hoş geldiniz.

While I was cycling, the rain started.

Ben bisiklete binerken yağmur yağmaya başladı.

Tom doesn't mind cycling in the rain.

Tom yağmurda bisiklet sürmeye aldırmaz.

The Netherlands is a country of cycling.

Hollanda bir bisiklet ülkesidir.

Tom and I often go cycling together.

Tom'la sık sık birlikte bisiklet süreriz.

Do you still go cycling with Tom?

Hâlâ Tom'la bisiklet sürmeye gidiyor musun?

You may go cycling if it doesn't rain.

Yağmur yağmazsa, bisiklet sürmeye gidebilirsin.

Tom broke his leg in a cycling accident.

Tom bir bisiklet kazasında bacağını kırdı.

Tom's hobbies are gardening, sailing, carpentry and cycling.

Tom'un hobileri bahçevanlık, yelken sporu, marangozluk ve bisikletçiliktir.

Tom went cycling with one of his friends.

Tom arkadaşlarından biriyle bisiklete binmeye gitti.

Which do you like better, cycling or jogging?

Hangisini daha çok seversin, bisiklet sürmeyi mi yoksa koşmayı mı?

That young man is very keen on cycling.

- Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür.
- Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.

I will go cycling even if it rains.

Yağmur yağsa bile, bisiklet sürmeye giderim.

Cycling is good exercise. Moreover, it doesn't pollute the air.

Bisiklete binmek iyi egzersizdir. Ayrıca, havayı kirletmez.

Tom asked me if I could go cycling with him on Saturday.

Tom bana cumartesi günü onunla bisiklet sürmeye gidip gidemeyeceğimi sordu.

- Tom told me that if it didn't rain tomorrow he'd go cycling with Mary.
- Tom told me if it didn't rain tomorrow he'd go cycling with Mary.

Tom bana yarın yağmur yağmasa Mary ile birlikte bisiklet sürmeye gideceğini söyledi.

- Tom told me he was planning to go on a cycling trip next summer.
- Tom told me that he was planning to go on a cycling trip next summer.

Tom bana gelecek yaz bir bisiklet gezisine gitmeyi planladığını söyledi.

Tom told me that if it didn't rain tomorrow he'd go cycling with Mary.

Tom bana yarın yağmur yağmasa Mary ile birlikte bisiklet sürmeye gideceğini söyledi.

They now face the prospect of having to wear a cycling helmet by law.

Onlar yasayla bisiklet kaskı giymek zorunda kalma ihtimali ile karşı karşıyalar.

- U.S. Secretary of State John Kerry broke his right thigh bone in a bicycling accident Sunday in France.
- U.S. Secretary of State John Kerry broke his right femur in a cycling accident Sunday in France.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Fransa'da Pazar günü bir bisiklet kazasında sağ uyluğunu kırdı.