Translation of "Educated" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Educated" in a sentence and their turkish translations:

educated religion

eğitimini almış dinin

Students educated

Öğrenciler yettiştirdi

I'm educated.

Ben eğitimliyim.

Bilal is educated.

Bilal eğitimlidir.

Tom is educated.

Tom eğitimlidir.

If we are educated

bizler eğitimli isek

I'm an educated person.

Ben eğitimli bir insanım.

You are well educated.

İyi eğitimlisin.

He is poorly educated.

O kötü eğitimlidir.

They are poorly educated.

Onlar kötü eğitimli.

Ford was poorly educated.

Ford kötü eğitim gördü.

Tom is poorly educated.

Tom yetersiz eğitimliydi.

Fadil was college-educated.

Fadıl üniversite eğitimliydi.

Tom is college-educated.

Tom kolej eğitimli.

Tom's an educated fool.

Tom diplomalı cahil.

- I know Tom is educated.
- I know that Tom is educated.

- Tom'un eğitimli biri olduğunu biliyorum.
- Tom'un mürekkep yalamış biri olduğunu biliyorum.
- Tom'un okumuş biri olduğunu biliyorum.

- Tom is a highly-educated man.
- Tom is a well-educated person.

Tom iyi eğitimli bir kişidir.

He was educated at Oxford.

Oxford Üniversitesinde eğitim gördü.

She is an educated girl.

O eğitimli bir kız .

Tom was educated in Boston.

Tom Boston'da eğitim gördü.

Only the educated are free.

Sadece eğitimli olanlar ücretsizdir.

I was educated in Boston.

Boston'da eğitildim.

This girl is well educated.

Bu kız iyi eğitimli.

Sami educated Layla about Islam.

Sami Leyla'yı İslam konusunda eğitti.

Tom's parents aren't very educated.

Tom'un anne-babası çok eğitimli insanlar değil.

I love the poorly educated.

Eğitim seviyesi düşük insanları seviyorum.

Our personnel are very highly educated.

Personelimiz oldukça çok eğitimlidir.

She was educated by her grandfather.

Büyükbabası tarafından eğitildi.

She is a self-educated woman.

O, kendi kendini eğitmiş bir kadındır.

She's beautiful, stylish and well-educated.

O, güzel, şık ve iyi eğitimlidir.

He was educated by her grandfather.

Dedesi tarafından eğitilmiştir.

It was just an educated guess.

Bu sadece akıllı bir tahmindi.

Tom is a self-educated man.

Tom kendi kendini yetiştirmiş bir insandır.

Tom is a highly-educated man.

Tom çok eğitimli bir adamdır.

Fadil was a well-educated attorney.

Fadıl iyi eğitimli bir avukattı.

She was educated in the United States.

ABD'de eğitim gördü.

He was educated at a public school.

Bir devlet okulunda eğitim gördü.

Mr. Ito is a highly educated man.

Bay Ito oldukça eğitimli bir insan.

She is nice and an educated person.

O güzel ve eğitimli bir kişi.

I was born and educated in Tokyo.

Ben doğdum ve Tokyo'da eğitim gördüm.

She is highly talented and well educated.

O son derecede yetenekli ve iyi eğitimli.

I want to see my children educated.

Çocuklarımı eğitilmiş görmek istiyorum.

Educated people tend to have fewer children.

Eğitimli insanlar daha az çocuk sahibi olma eğilimindedir.

- My very educated mother just served us nine pizzas.
- My very educated mother just showed us nine planets.

Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.

You can make an educated guess, can't you?

Akıllı bir tahminde bulunabilirsin, değil mi?

I was a successful, well-educated, white American male.

Başarılı, iyi eğitim almış, beyaz ırktan Amerikalı bir erkektim.

He is proud of having been educated in Paris.

Paris'te eğitim görmüş olmakla gurur duyar.

- Bilal is a person of knowledge.
- Bilal is educated.

Bilal eğitimli.

Tom was highly educated and spoke several languages fluently.

- Tom oldukça tahsilliydi ve birkaç dili akıcı şekilde konuşurdu.
- Tom oldukça eğitimliydi ve birkaç dili akıcı şekilde konuşurdu.

They speak English a lot, especially the educated people.

Onlar, özellikle eğitimli insanlar, çok İngilizce konuşurlar.

I was born in Matsuyama and was educated there.

Ben Matsuyama'da doğdum ve orada eğitim gördüm.

He was born in England, but was educated in America.

O İngiltere'de doğdu ama Amerika'da eğitim gördü.

People are more educated now than they used to be.

- İnsanlar artık eskisinden daha eğitimli.
- İnsanlar artık eskiden olduklarından daha eğitimli.

And all doctors, every single physician, needs to be really educated

Bütün doktorların, her bir hekimin reçeteli ağrı kesicilerin ve opiyatların

There is no way a well-educated white male can understand

İyi eğitim almış, beyaz ırktan bir erkeğin

Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.

- Stanford Üniversitesi, Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimcileri yetiştirdi.
- Stanford Üniversitesi, Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimcileri eğitti.

He is proud of having been educated in the United States.

Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim görmüş olmaktan gurur duyuyor.

I was born in Argentina, but I was educated in Brazil.

Ben Arjantin'de doğdum ama Brezilya'da eğitildim.

Linguists are both athletic and educated, and that's just their tongues.

Dilbilimciler hem atletik hem de eğitimlidir ve bu sadece onların dilleridir.

In Cairo he was educated in accordance with the Mamluk Furusiyyu Code.

Kahirede Memlük Furusiyya eğitiminden geçmişti.

Now, George was from a working-class background; he was self-educated;

George, çalışan sınıftan gelen kendini yetiştirmiş biriydi,

First settlers were highly educated and set Puritanism as first American principle.

İlk yerleşimciler hayli eğitimliydiler ve Püritenizm'i ilk Amerikan ilkesi olarak belirlediler.

Layla wasn't an educated woman and all she had was her virtue.

Leyla eğitimli bir kadın değildi ve sahip olduğu tek şey onun erdemiydi.

Although Layla was college-educated, she landed a job as a maid.

Leyla üniversite eğitimli olmasına rağmen hizmetçi olarak işe başladı.

What does it mean to have an educated mind in the 21st century?

21. yüzyılda eğitimli bir akla sahip olmak ne anlama geliyor?

By 1995, nearly a quarter of non-college educated Nlack men were in prison.

1995'te, üniversite mezunu olmayan siyahilerin neredeyse çeyreği hapisteydi.

Court as princely hostages, educated in the same Muslim spirit as their friend, young

esir olarak büyüdüer ve Müslüman öğretiler ile eğititildiler

The fact that London has more well educated people means more bars, more exhibitions,

Londra'nın daha fazla iyi eğitimli insana sahip olması daha fazla bar, daha fazla gösteri ve

Anyway, things are starting to change. A lot of South Korean youngsters have been educated

Her neyse, işler değişmeye başladı. Pek çok Güney Koreli genç Avrupa'dan ve

As is often the case with educated people, he likes classical music better than jazz.

Eğitimli insanlarla çoğu zaman olduğu gibi , o klasik müziği cazdan daha çok seviyor.

They are better educated, healthier and wealthier than their parents' generation was at their age.

Onlar ebeveynlerinin neslinin onların yaşında olduğundan daha eğitimli, daha sağlıklı ve daha varlıklıdır.

I'm not an expert, so my answer to your question is just an educated guess.

Ben bir uzman değilim, bundan dolayı sorunuza vereceğim cevap sadece tectübelerime dayanıyor.

Industrial tradition, a well educated society and, over all, rule of law and a stable political

endüstriyel geleneğe sahipti, iyi eğitimli bir toplumu ve hepsinden öte, kanun gücü

As is often the case with educated people, he likes classical music better than popular music.

Genellikle eğitimli insanlarda olduğu gibi o klasik müziği popüler müzikten daha çok seviyor.

Despite their truth, sayings like "carpe diem", "live for yourself" and "know your worth" have degenerated into cliches for justifying rudeness, oddness, and apathy, at the hands of TV personalities and columnists. That is what is called "educated ignorance".

"Geçmişi ve geleceği bırak, gününü yaşa", "nasıl hissediyorsan öyle davran", "başkaları için değil kendin için yaşa", "sen de herkes kadar değerlisin, düşüncelerin ve duyguların da onlar kadar değerlidir" gibi aslında hiç de yanlış olmayan felsefi yargılar, köşe yazarlarının ve sunucuların elinde ve dilinde, toplumsal geleneklere, göreneklere, kültüre ve dile aykırı bireysel davranışların, nezaketsizliklerin, terbiyesizliklerin ve kültürsüzlüklerin yani "öğrenilmiş cehaletin" gerekçeleri olmaktadır.