Examples of using "Expects" in a sentence and their turkish translations:
Tom öyle beklemektedir.
Tom kendini en kötüsüne hazırlıyor.
Tom ölmeyi bekliyor.
Tom çok şey bekliyor.
Hiç kimse İspanyol Engizisyonu beklemiyor!
Tom Mary'nin kazanmasını bekliyor.
Tom orada olmamı bekliyor.
Bu günlerde hiç kimse dostluk beklemiyor.
Jane Mary'nin ona yardım edeceğini umuyor.
Tom Mary'den çok şey bekliyor.
Tom Mary'nin ona itaat etmesini bekliyor.
Tom bunu kısa sürede yapmayı umuyor.
Tom Mary'den bunu yapmasını bekliyor.
Tom, Mary'nin onu affetmesini bekliyor.
Tom, Mary'nin kazanmasını beklediğini söyledi.
Her zaman benim ona yardım etmemi bekler.
Tom Mary'nin kısa zamanda geri gelmesini umuyor.
Tom hep ona yardım etmemi bekler.
Babam Tom'la evlenmemi bekliyor.
Tom Mary'nin bize yardım edeceğini umuyor.
Tom Mary'nin 2.30'a kadar geri dönmesini bekliyor.
Tom, Mary'nin katılmasını beklediğini söyledi.
Tom yakında Mary'den haber bekliyor.
Tom Mary'nin zamanında gelmesini bekliyor.
Tom, Mary'nin kazanmasını beklediğini söylüyor.
Tom, Mary'nin onunla oturmasını bekliyor.
Tom'un ona yardım etmemi beklediğini biliyorum.
Tom'un bizden çok şey beklediğine inanıyorum.
Tom Mary'nin bunu yapmasını beklediğini söyledi.
Tom'un Mary'ye yardım etmemi beklediğini biliyorum.
Tom'un Mary'ye yardım etmemi beklediğinden şüpheleniyorum.
ve kendisinin de beklediği şekilde artık üretken değilse,
Tom Mary'nin öğle yemeğinden önce gelmesini umuyor.
Tom her an Mary'nin gelmesini bekliyor.
Tom Mary'den asla yalansız dolansız bir cevap beklemez.
Tom Mary'nin ondan ne beklediğini bilmiyor.
Tom Mary'nin bunu yapmasını beklediğini söyledi.
Tom Mary'nin bunu onun için yapmasını bekliyor.
Tom, Mary'nin bunu yapmayı kabul etmesini bekliyor.
Tom, Mary'nin onunla akşam yemeği yemesini bekliyor.
Tom, bunu pazartesi yapmayı umduğunu söyledi.
İngiltere her erkeğin görevini yapacağını umuyor.
O onun cumartesi öğleden sonra geleceğini bekliyor.
Kardeşim gelecek sene üniversiteden mezun olmayı umuyor.
Tom'un bizden çok şey beklediğini keşfediyorum.
Tom raporu gelecek haftaya kadar bitirmeyi umuyor.
Tom, Mary'den onun ne beklediğini biliyor mu?
Tom'un ne yapmanı beklediğini biliyor musun?
Tom üçümüzün bunu yapmasını bekliyor.
Tom, Mary'nin bunu Pazartesi günü tekrar yapmasını umuyor.
Tom, Mary'nin pazartesi gününe kadar Boston'da kalmasını bekliyor.
- Mary'nin benden kendisine yardım etmemi beklediğini biliyorum.
- Biliyorum ki Mary ona yardım etmemi bekliyor.
Tom'un yapmamı beklediğini şeyi biliyor musun?
Tom'un yapmamızı beklediği şeyi biliyor musun?
Tom'un Mary'nin ne yapmasını beklediğini biliyor musun?
Mary'nin ondan ne beklediğini Tom'un bildiğini sanmıyorum.
Onunla uyumanı beklediğini düşünüyor musun?
Kimse senin her zaman ilginç olmanı beklemiyor.
Tom muhtemelen Mary'nin onun yapmasını beklediği şeyi bilmiyordur.
Tom üçümüzün onunla gitmesini bekliyor.
Tom, Mary'nin pazartesi günü eve gelmesini beklediğini söylüyor.
Tom üçümüzün Mary ile birlikte gitmesini bekliyor.
Tom'un Mary'den ne yapmasını beklediğini bildiğini sanmıyorum.
O sıkı çalışarak bir burs kazanmayı başarmayı umuyor.
Tom dürüst ve diğer insanların da dürüst olmasını bekliyor.
Tom'un bizim ne yapmamızı beklediğini bulmaya çalışalım.
Tom Mary'nin tıkanmış boruyu temizlemesine yardım etmemi bekliyor.
Tom benimle evlenmeyi umuyor, ama onunla evlenmek zorunda değilim.
Tom benimle evlenmeyi umuyor, ama onunla evlenmek zorunda değilim.
Tom, Mary'nin ona yardım etmesini beklediğini söyledi.
Polis insanların hukuka uymasını bekliyor.
Eğer o onların ona beş günlük ücretli izin vermelerini umuyorsa, hayal kırıklığına uğrayacaktır.
"Mary benim kazandığımın on katını kazanır," Tom şikayet etti ve hâlâ ev giderlerinin yarısını ödememi bekliyor.