Examples of using "Flew" in a sentence and their turkish translations:
- Zaman çok çabuk geçti.
- Zaman uçtu.
Kelebek uçtu.
Karga uçup gitti.
Uçak doğuya uçtu.
O, Paris'e uçtu.
O bir uçurtma uçurdu.
Tom Boston'a uçtu.
Bir helikopter başımızın üzerinden uçtu.
Biz business class'ta uçtuk.
Kuş uçup gitti.
Biz Tayvan üzerinden uçtuk.
Kartal uçtu.
Boston'a uçtum.
- Leyla, Mısır'a uçtu.
- Leyla uçakla Mısır'a gitti.
Tom, Avustralya'ya uçtu.
Papağanım uçup gitti.
Pilot uçağı uçurdu.
O öfkelendi.
Uçak çok alçaktan uçuyordu.
Biz Atlantik'i uçarak geçtik.
Tom dün Boston'a uçtu.
Dün Osaka'ya uçtum.
- Dan açtı ağzını yumdu gözünü.
- Dan'ın tepesinin tası attı.
- Dan küplere bindi.
Ben bulutların üzerinde uçtum.
O kuşların nasıl uçtuğu üzerine çalışma yaptı.
Tom Boston'dan içeri girdi.
Sami uçakla Mısır'a döndü.
Tom bugün Boston'a uçtu.
Arı pencereden dışarı çıktı.
Uçak Fuji Dağının üzerinden uçtu.
Kuşlar ses nedeniyle uçup gittiler.
Uçak gözden kayboldu.
Uçak adanın üzerinde uçtu.
Uçak, batıya doğru uçtu.
Uçak Kate'in evinin üzerinden uçtu.
Kuşlar güneye uçtu.
Uçak dağın üzerinde uçtu.
Parlak kelebekler oradan oraya uçtu.
O, Londra'dan Paris'e uçtu.
Bu, kafamdan uçup gitti.
Kuş, ormana uçtu.
Boston'dan Şikagoya uçtuk.
Tom iş için Boston'a uçtu.
Tom Boston'dan Şikago'ya uçtu.
Geçen hafta Boston'a uçtum.
Dün Boston'dan uçtum.
Boston'dan Şikagoya uçtum.
Ben işe az önce uçarak geldim.
Dan ve Linda Londra'ya uçtular.
Tom geçen pazartesi Boston'a uçtu.
Tom ve Mary, Boston'a uçtular.
Güvercin pencereden uçtu.
Top havada uçtu.
Kuş kafesin içine uçtu.
O gece Boston'dan uçtuk.
Tom Pazartesi günü Boston'a uçtu.
Geçen ay Boston'a uçtum.
Sami, Toronto'dan Kahire'ye uçtu.
Tom geçen pazartesi Avustralya'ya uçtu.
Bir top uçarak pencereden içeri girdi.
Bir arı pencereden dışarı uçtu.
O, oğluyla birlikte bir uçurtma uçurdu.
O, iş için New York'a uçtu.
Londra'dan New York'a uçtum.
- Kuşlar bütün yönlere uçup gitti.
- Kuşlar dört bir yana uçuştu.
Londra'dan New York'a uçtuk.
Tom bu sabah uçakla Boston'dan geldi.
Tom ve Mary dün Boston'a uçtu.
Serseri mermiler savaş sırasında her yere uçtular.
Kuşlar farklı yönlere uçtu.
- Jishuku'nun karşısında uçtu.
- Matemi hiçe saydı.
Tom o gece Boston'dan ayrıldı.
Bir martı aniden başımızın üzerinden uçtu.
Az önce San Fransisko'dan uçtum.
Tom oğluyla bir uçurtma uçurdu.
Bizim leylek daha sıcak ülkelere uçtu.
Arı camdan uçup gitti.
Sibirya yoluyla Avrupa'ya uçtu.
- Osaka'dan Los Angeles'a molasız uçtuk.
- Osaka'dan Los Angeles'a aktarmasız uçtuk.
Bir şey, gözlerimin önünde uçup gitti.
Biz birkaç saat içinde Atlantik'i uçtuk.
Tom ve Mary geçen Pazartesi Boston'a uçtular.
Kuş şarkı söyledikten sonra uçtu.
Paris'e uçtuk, orada bir hafta kaldık.
Uçak 3000 metre yükseklikte uçtu.
New York yoluyla Paris'e uçtu.
O güvercin, San Francisco'dan New York'a uçtu.
Kiler kapısı bir patlama sesi ile açıldı.
Tom kızının düğününe katılmak için Boston'a uçtu.
Bu güvercin San Francisco'dan New York'a uçtu.
Kuşlar uçarak uzaklaştılar ve gözden kayboldular.
1903'te ilk uçak on iki saniye uçtu.
Tom bir gelen geçeni ezdi sonra olay yerini uçurdu.
Timuçin, Yozgat'tan Varşova'ya Ryan Air ile uçtu.
En son ne zaman uçurtma uçurdun.