Translation of "Glass" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Glass" in a sentence and their turkish translations:

- I cut glass.
- I'm cutting glass.

Ben cam kesiyorum.

- The glass got broken.
- The glass is broken.

Bardak kırık.

- Whose glass is this?
- Whose glass is that?

Bu kimin bardağı?

The glass ceiling -

Görünmez duvarlar:

Glass breaks easily.

Cam kolayca kırılır.

Glass is breakable.

Cam kırılabilir.

I cut glass.

Ben cam kestim.

Bottle or glass?

Şişe mi yoksa bardak mı?

Raise your glass.

Kadehini kaldır.

He emptied his glass.

O, bardağını boşalttı.

The glass is clean.

Bardak temiz.

The glass is dirty.

Bardak kirli.

My glass is dirty.

Bardağım kirlidir.

Find me a glass.

Bana bir bardak bulun.

Tom broke a glass.

Tom bir bardak kırdı.

Tom's glass is empty.

Tom'un bardağı boş.

Tom's glass was empty.

Tom'un bardağı boştu.

Don't touch the glass.

- Cam dokunmayın.
- Cama dokunma.
- Bardağa dokunma.

I smashed the glass.

Bardağı kırdım.

My glass is empty.

Benim bardağım boş.

This glass contains water.

Bu bardakta su var.

This glass is dirty.

Bu bardak kirli.

My glass is full.

Bardağım dolu.

The glass is empty.

Bardak boş.

She broke a glass.

- O bir cam kırdı.
- O bir bardak kırdı.

She dropped the glass.

Bardağı düşürdü.

Tom refilled Mary's glass.

Tom Mary'nin bardağını yeniden doldurdu.

Tom raised his glass.

Tom kadehini kaldırdı.

Don't drop that glass.

O bardağı düşürme.

Whose glass is that?

O kimin bardağı?

Whose glass is this?

Bu kimin bardağı?

Tom refilled his glass.

Tom bardağını yeniden doldurdu.

Laurie broke the glass.

Laurie bardağı kırdı.

Tom dropped his glass.

Tom bardağını düşürdü.

Tom broke the glass.

Tom bardağı kırdı.

I've filled a glass.

Bir bardak doldurdum.

I filled the glass.

Bardağı doldurdum.

I filled a glass.

Ben bir bardak doldurdum.

I've filled the glass.

Ben bardağı doldurdum.

I broke a glass.

Ben bir bardak kırdım.

I want a glass.

Bir bardak istiyorum.

The glass got broken.

- Bardak kırıldı.
- Cam kırıldı.

There's a glass here.

Burada bir bardak var.

Tom dropped the glass.

Tom bardağı düşürdü.

It's a bottomless glass.

O, dipsiz bir bardak.

Tom emptied his glass.

Tom bardağını boşalttı.

I broke the glass.

Ben bardak kırdım.

I dropped the glass.

Bardağı düşürdüm.

My glass was empty.

Bardağım boştu.

Mary dropped her glass.

Mary bardağını düşürdü.

Is this glass dirty?

Bu cam kirli mi?

This glass isn't mine.

Bu bardak benim değil.

Get my magnifying glass.

- Büyütecimi al.
- Büyütecimi getir.

Is this glass good?

Bu bardak iyi mi?

Prompter think of a glass text is flowing on the glass

prompter şu bir cam düşünün camda yazı akıyor

A plastic glass is better than one made of real glass.

Bir plastik bardak gerçek camdan yapılmış olanından daha iyidir.

Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology?

Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?

- Give me a glass of water, please.
- Please give me a glass of water.
- A glass of water, please.

- Lütfen bana bir bardak su ver.
- Bana bir bardak su ver, lütfen.

- Give me a glass of milk.
- Give me a glass of milk!

- Bana bir bardak süt ver!
- Bana bir bardak süt verin!

- Give me a glass of water, please.
- Give me a glass of water.
- Please give me a glass of water.

Bana bir bardak su ver.

The glass ceiling, and more.

karşı karşıyayız.

Broke into pieces of glass.

cam kırıkları hâlinde parçalandığını hatırlıyorum.

They grow melons under glass.

Onlar serada kavun yetiştirirler.

I found the glass empty.

Bardağı boş buldum.

I have a glass eye.

Bir takma gözüm var.

Tom put his glass down.

Tom bardağını yere bıraktı.

Tom held out his glass.

Tom kadehini uzattı.

Tom filled his glass again.

Tom bardağını tekrar doldurdu.

Tom poured himself another glass.

Tom kendine bir bardak daha doldurdu.

Raindrops are hitting the glass.

Yağmur damlaları cama vuruyor.

Tom handed Mary a glass.

Tom Mary'ye bir kadeh uzattı.

Another glass of beer, please.

Bir bardak bira daha, lütfen.

A glass of water, please.

- Bir bardak su, lütfen.
- Bir bardak su lütfen.

Most cars have clear glass.

Çoğu arabanın şaffaf camı var.

Beautiful stained glass is art.

Güzel vitray sanattır.

There was broken glass everywhere.

Her yerde kırık cam vardı.

This is a glass mosaic.

Bu bir cam mozaik.

There was shattered glass everywhere.

Her yerde parçalanmış cam vardı.

He has broken the glass.

O, bardağı kırdı.

I bought a glass vase.

Ben cam bir vazo aldım.

Let me refill your glass.

Bardağınızı yeniden doldurayım.

The glass broke to pieces.

Cam parçalara bölündü.

Glass is made from sand.

Cam kumdan yapılır.

Fill a glass with water.

Bardağa su koy.

I have a paper glass.

Benim bir kağıt bardağım var.

He deliberately broke the glass.

- O, camı kasıtlı olarak kırdı.
- O, camı kasten kırdı.

You drank from my glass.

Sen bardağımdan içtin.

Who drank from my glass?

Benim bardağımdan kim içti?

Tom is a glass melter.

Tom bir cam eriticidir.

Sami gave Layla a glass.

Sami, Leyla'ya bir bardak verdi.

Mary filled her glass again.

Mary tekrar bardağını doldurdu.

There's water in the glass.

Bardakta su var.